Elinizdeki kitap 12 İmamın sekizincisi İmam Rıza'nın Tevhid, Nübüvvet, Kur'an ve Ehl-i Beyt hakkında sözleriyle hazırlanmıştır. Kitabı bitiren bir kişi günümüzde şüphelere sebep olan konuların 1200 yıl önce de aynı olduğunu ve İmam Rıza'nın 1200 yıl önce nasıl bütün şüpheleri ortadan kaldırdığını anlayacaktır. Müslüman olan veya olmayan hemen-hemen herkesin kafasında soru işareti yaratan konular İmam Rıza tarafından eksiksiz bir şekilde ortaya konulmuştur. Kitap aynı zamanda, İmam Rıza'nın İmametinin de delillerini kapsamakta ve 12 İmamın ilminin kaynağına da işaret etmektedir.
İmam Cafer-i Sadık, İmam Musa Kazım'a şöyle demiştir:
“Ehl-i Beyt'in bilgini (Alimi Al-i Muhammed), senin belinde O, Müminlerin Emiri'nin (İmam Ali'nin) adaşıdır, Keşke O'nun zamanına erişebilsem.”
İmam Rıza ile İmran Sabi arasındaki ilmi tartışmada şöyle bir konuşma geçmiştir:
İmran Sabi; “Ey efendim! Onu (Allah'ı) neyle tanıdık?”
İmam Rıza; “Ondan başkasıyla!”
İmran Sabi; “Ondan başkası nedir?”
İmam Rıza; “Meşiyyeti (dilemesi), ismi ve sıfatı ve bunlara benzer şeylerdir ve bunların tamamı sonradan meydana gelmiş, yaratılmış ve tasarlanıp planlanmış şeylerdir.”
İmran Sabi; “Ey efendim! O (Yani Allah'ı tanımamızı sağlayan) nedir?”
İmam Rıza; “O nurdur. Şu manadaki gökteki ve yerdeki yaratıklarını hidayet edendir (doğru yola yönlendirendir). Sana Onun (Allah'ın) birliğini açıklamamdan fazlası benim üzerime düşmez (Yani bundan fazlasından sorumlu değilim).”
Elinizdeki kitap 12 İmamın sekizincisi İmam Rıza'nın Tevhid, Nübüvvet, Kur'an ve Ehl-i Beyt hakkında sözleriyle hazırlanmıştır. Kitabı bitiren bir kişi günümüzde şüphelere sebep olan konuların 1200 yıl önce de aynı olduğunu ve İmam Rıza'nın 1200 yıl önce nasıl bütün şüpheleri ortadan kaldırdığını anlayacaktır. Müslüman olan veya olmayan hemen-hemen herkesin kafasında soru işareti yaratan konular İmam Rıza tarafından eksiksiz bir şekilde ortaya konulmuştur. Kitap aynı zamanda, İmam Rıza'nın İmametinin de delillerini kapsamakta ve 12 İmamın ilminin kaynağına da işaret etmektedir.
İmam Cafer-i Sadık, İmam Musa Kazım'a şöyle demiştir:
“Ehl-i Beyt'in bilgini (Alimi Al-i Muhammed), senin belinde O, Müminlerin Emiri'nin (İmam Ali'nin) adaşıdır, Keşke O'nun zamanına erişebilsem.”
İmam Rıza ile İmran Sabi arasındaki ilmi tartışmada şöyle bir konuşma geçmiştir:
İmran Sabi; “Ey efendim! Onu (Allah'ı) neyle tanıdık?”
İmam Rıza; “Ondan başkasıyla!”
İmran Sabi; “Ondan başkası nedir?”
İmam Rıza; “Meşiyyeti (dilemesi), ismi ve sıfatı ve bunlara benzer şeylerdir ve bunların tamamı sonradan meydana gelmiş, yaratılmış ve tasarlanıp planlanmış şeylerdir.”
İmran Sabi; “Ey efendim! O (Yani Allah'ı tanımamızı sağlayan) nedir?”
İmam Rıza; “O nurdur. Şu manadaki gökteki ve yerdeki yaratıklarını hidayet edendir (doğru yola yönlendirendir). Sana Onun (Allah'ın) birliğini açıklamamdan fazlası benim üzerime düşmez (Yani bundan fazlasından sorumlu değilim).”
