El-Bâb, stratejik coğrafi konumuyla Anadolu'nun güneyi ile Suriye'yi, Fırat'ın doğusu ile Akdeniz'e açılan Hatay'ı birbirine bağlayan, adının anlamı ile müsemma bir yerdir.
Mîsâk-ı Millî sınırlarımız içerisinde yer almakta olup bugünlerde Fırat Kalkanı harekâtı ile gündemimize giren bu şehir, bulunduğu coğrafi konum ve tarih boyunca geçirdiği birbirinden ilginç safhalarla, coğrafyamızdaki önemli yerlerden biridir.
Günümüzde, El-Bâb'ın ülkemiz için öneminin tam olarak anlaşılabilmesi, buranın tarihinin tetkîk ve tesbît edilmesiyle mümkün olabilecektir. Nitekim yaklaşık bin dört yüz yıldır İslam ve bin yıldır Türk yurdu olmuş bu bölgeyle, millet olarak kadim bağlarımız bulunmaktadır.
Milli mücadele döneminde Türklerden ve Araplardan oluşan Kuvâ-yı Milliye mensupları, El-Bâb'ın işgalden kurtarılması için düşmana karşı ortak savaşmışladır.
Fırat Kalkanı Harekâtı kapsamında El-Bâb'da büyük bir destan yazan kahraman ordumuzun mücadelesi, şüphesiz bu derin tarihi bağların bir tezahürü durumundadır. Şanlı Mehmetçik, 1920'nin Kuvâ-yı Milliyesi ile El-Bâb'da verdiği mücadelenin bir benzerini, bugün yine Bâb şehrinde gerçekleştirmektedir.
Bu cümleden hareketle büyük bir tarihin mirasçıları olarak “geçmişi bilmenin geleceğe yön vereceği” anlayışı ile hazırladığımız “Arşiv Kaynakları ve Salnâmeler Işığında El-Bâb Tarihi” adlı çalışma, Milli mücadele dönemi ile Fırat Kalkanı Harekâtı'nın bir benzerliğini ortaya koyarken, El-Bâb'ın ilkçağlardan itibaren tarihi geçmişi, Osmanlı dönemindeki durumu, nüfus bilgileri, ekonomisi, eğitim hayatı gibi birçok alana ilişkin de bilgiler sunmaktadır.
Devlet ve milletlerin hafızası konumunda olan arşiv kaynakları ile dönemin kronikleri ve salnâmeleri ışığında kaleme alınan eserde, bilhassa Osmanlı dönemi El-Bâb tarihi birçok yönüyle ortaya konulmaya çalışılmıştır.
“Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır” anlayışı ile ecdâd yadigârı bu şehrin düşmandan arındırılması için mücadele ederken şehit düşen şanlı Mehmetçiklerimiz anısına…
El-Bâb, stratejik coğrafi konumuyla Anadolu'nun güneyi ile Suriye'yi, Fırat'ın doğusu ile Akdeniz'e açılan Hatay'ı birbirine bağlayan, adının anlamı ile müsemma bir yerdir.
Mîsâk-ı Millî sınırlarımız içerisinde yer almakta olup bugünlerde Fırat Kalkanı harekâtı ile gündemimize giren bu şehir, bulunduğu coğrafi konum ve tarih boyunca geçirdiği birbirinden ilginç safhalarla, coğrafyamızdaki önemli yerlerden biridir.
Günümüzde, El-Bâb'ın ülkemiz için öneminin tam olarak anlaşılabilmesi, buranın tarihinin tetkîk ve tesbît edilmesiyle mümkün olabilecektir. Nitekim yaklaşık bin dört yüz yıldır İslam ve bin yıldır Türk yurdu olmuş bu bölgeyle, millet olarak kadim bağlarımız bulunmaktadır.
Milli mücadele döneminde Türklerden ve Araplardan oluşan Kuvâ-yı Milliye mensupları, El-Bâb'ın işgalden kurtarılması için düşmana karşı ortak savaşmışladır.
Fırat Kalkanı Harekâtı kapsamında El-Bâb'da büyük bir destan yazan kahraman ordumuzun mücadelesi, şüphesiz bu derin tarihi bağların bir tezahürü durumundadır. Şanlı Mehmetçik, 1920'nin Kuvâ-yı Milliyesi ile El-Bâb'da verdiği mücadelenin bir benzerini, bugün yine Bâb şehrinde gerçekleştirmektedir.
Bu cümleden hareketle büyük bir tarihin mirasçıları olarak “geçmişi bilmenin geleceğe yön vereceği” anlayışı ile hazırladığımız “Arşiv Kaynakları ve Salnâmeler Işığında El-Bâb Tarihi” adlı çalışma, Milli mücadele dönemi ile Fırat Kalkanı Harekâtı'nın bir benzerliğini ortaya koyarken, El-Bâb'ın ilkçağlardan itibaren tarihi geçmişi, Osmanlı dönemindeki durumu, nüfus bilgileri, ekonomisi, eğitim hayatı gibi birçok alana ilişkin de bilgiler sunmaktadır.
Devlet ve milletlerin hafızası konumunda olan arşiv kaynakları ile dönemin kronikleri ve salnâmeleri ışığında kaleme alınan eserde, bilhassa Osmanlı dönemi El-Bâb tarihi birçok yönüyle ortaya konulmaya çalışılmıştır.
“Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır” anlayışı ile ecdâd yadigârı bu şehrin düşmandan arındırılması için mücadele ederken şehit düşen şanlı Mehmetçiklerimiz anısına…