Alah'ın "el-alîm" olması insanın ilim sahibi olması gerektiğinin açık ifadesidir. Kur'ân-ı kerîm'de cenab-ı hakkın kullarından dua formunda istediği "de ki ya rabbi ilmimi arttır" şeklinde formüle edilen tek husus ilimdir. Yüce Allah insanın ve toplumların üstünlük ölçüsü olarak ilmi alır. Allah'ı hakkıyla tanımayı ilme bağlar. İlim sahipleri Allah'ın varlık ve yüceliğine delil olarak gösterilen üç şahitten biridir. İnsanı yeryüzünde halife yapan ve insanı meleklerin üstüne çıkaran tek ölçü ilimdir. İlahi ve evrensel kitap ilmi ve ilim adamını üstün kabul eden ayetlerle doludur. Mahiyet ve istidat itibariyle her şey ilme bağlıdır. İnsanlık ailesine katkı sağlamanın yegâne yolu ilimdir. Hüküm ve güç ilimdeki üstünlüğe göredir, din hayatı bir bütün olarak kabul edip dünyevi veya uhrevi ilim ayrımının yapılmasını uygun görmeyip Hz. Peygamber (S.A.V.) "faydasızı ilimden allah'a sığınırım..." şeklinde formüle eder.
Alah'ın "el-alîm" olması insanın ilim sahibi olması gerektiğinin açık ifadesidir. Kur'ân-ı kerîm'de cenab-ı hakkın kullarından dua formunda istediği "de ki ya rabbi ilmimi arttır" şeklinde formüle edilen tek husus ilimdir. Yüce Allah insanın ve toplumların üstünlük ölçüsü olarak ilmi alır. Allah'ı hakkıyla tanımayı ilme bağlar. İlim sahipleri Allah'ın varlık ve yüceliğine delil olarak gösterilen üç şahitten biridir. İnsanı yeryüzünde halife yapan ve insanı meleklerin üstüne çıkaran tek ölçü ilimdir. İlahi ve evrensel kitap ilmi ve ilim adamını üstün kabul eden ayetlerle doludur. Mahiyet ve istidat itibariyle her şey ilme bağlıdır. İnsanlık ailesine katkı sağlamanın yegâne yolu ilimdir. Hüküm ve güç ilimdeki üstünlüğe göredir, din hayatı bir bütün olarak kabul edip dünyevi veya uhrevi ilim ayrımının yapılmasını uygun görmeyip Hz. Peygamber (S.A.V.) "faydasızı ilimden allah'a sığınırım..." şeklinde formüle eder.