Eleştirel Teori Habermas ve Frankfurt Okulu Habermas ve Frankfurt Okulu

Stok Kodu:
9789755393025
Boyut:
13.00x19.50
Sayfa Sayısı:
153
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2013
Çeviren:
Ferda Keskin
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Orijinal Adı:
The Idea of A Critical Theory Habermas and the Frankfurt School
9789755393025
530299
Eleştirel Teori Habermas ve Frankfurt Okulu
Eleştirel Teori Habermas ve Frankfurt Okulu Habermas ve Frankfurt Okulu
11.00
Yirminci yüzyılın en önemli düşünce geleneklerinden biri olan Frankfurt Okulu, eleştirel teoriyi radikal anlamda yeni bir bilgi biçimi olarak sunmuş ve bu bilginin bizleri gerçek veya doğru çıkarlarımız konusunda aydınlatacağını ve çoğu zaman farkında olmadığımız baskı biçimlerinden, zorlamalardan kurtaracağını savunmuştur. Faşizmin en güçlü olduğu dönemde bir direniş söylemi olarak geliştirilmiş olan eleştirel teori, totaliterlikle birlikte düşündüğü aydınlanma kavramının kendisini de sorunsallaştırmış, bu kavramın toplum bilimlerindeki yöntem sorunuyla ilişkisini ortaya çıkarmış ve dolayısıyla yöntem tartışmasına kalıcı bir siyasi içerik kazandırmıştır. Frankfurt Okulu düşünürlerine göre bu tür bir teori sadece bir araştırma nesnesi olarak toplumsal dünyanın değil, aynı zamanda bu dünyanın bir parçası olarak teorinin kendisinin ortaya çıkmasını sağlayan ya da gerektiren koşulların ve yapacağı etkinin de bir açıklamasını vermelidir. Dolayısıyla dönüşlü bir yöntem benimseyen eleştirel teori pozitivizmin nesneleştirici bilim anlayışını ve bu anlayışın bir parçası olan özne/nesne ayrımını reddeder. Adorno, Horkheimer ve Marcuse gibi düşünürlerin çalışmalarıyla başlayıp Habermas'a uzanan bu teori türünün ilk örnekleri ise Marx ve Freud'un eserlerinde karşımıza çıkar. Raymond Geuss, Eleştirel Teori: Habermas ve Frankfurt Okulu'nda bu temel iddiaların ayrıntılı bir analizini veriyor ve geçerliğini tartışıyor. Toplumsal fenomenleri betimleyip açıklamakla yetinmeyen, aynı zamanda eleştiren bir bilimsel teori mümkün müdür? Mümkünse empirik bilimlerden nasıl ayrılır? Bu sorulara cevap ararken eleştirel teorinin pozitivizmle hesaplaşmasına geniş yer ayıran Geuss, çıkış noktası olarak ideoloji kavramını alıyor. Bu kavramın farklı anlamlarını kuşatan kapsamlı bir tartışma çerçevesinde, ideolojinin inanç ve çıkarlarımızla ilişkisini, bir ideoloji eleştirisinin gerektirdiği doğruluk ve bilimsellik kriterleri ve bu eleştirinin sağladığı ‘aydınlatıcı' ve ‘özgürleştirici' bilgiyi, özellikle felsefi bir çerçevede sorguluyor. Frankfurt Okulu sadece modern kapitalist toplumu ve faşizmi değil, onlara karşı geliştirilmiş muhalif söylemleri de yönlendiren bir bilim ve aydınlanma anlayışının maskesini düşürerek toplum bilimlerinde kalıcı bir etki yapmıştır. Bu söyleme bir giriş niteliği taşıyan Eleştirel Teori, getirdiği analitik bakış açısıyla sadece eleştirel teoriyle ilgilenenler için değil, toplum bilimlerinin amacı ve yöntemi konusunda çalışanlar için de kalıcı bir kaynaktır.
Yirminci yüzyılın en önemli düşünce geleneklerinden biri olan Frankfurt Okulu, eleştirel teoriyi radikal anlamda yeni bir bilgi biçimi olarak sunmuş ve bu bilginin bizleri gerçek veya doğru çıkarlarımız konusunda aydınlatacağını ve çoğu zaman farkında olmadığımız baskı biçimlerinden, zorlamalardan kurtaracağını savunmuştur. Faşizmin en güçlü olduğu dönemde bir direniş söylemi olarak geliştirilmiş olan eleştirel teori, totaliterlikle birlikte düşündüğü aydınlanma kavramının kendisini de sorunsallaştırmış, bu kavramın toplum bilimlerindeki yöntem sorunuyla ilişkisini ortaya çıkarmış ve dolayısıyla yöntem tartışmasına kalıcı bir siyasi içerik kazandırmıştır. Frankfurt Okulu düşünürlerine göre bu tür bir teori sadece bir araştırma nesnesi olarak toplumsal dünyanın değil, aynı zamanda bu dünyanın bir parçası olarak teorinin kendisinin ortaya çıkmasını sağlayan ya da gerektiren koşulların ve yapacağı etkinin de bir açıklamasını vermelidir. Dolayısıyla dönüşlü bir yöntem benimseyen eleştirel teori pozitivizmin nesneleştirici bilim anlayışını ve bu anlayışın bir parçası olan özne/nesne ayrımını reddeder. Adorno, Horkheimer ve Marcuse gibi düşünürlerin çalışmalarıyla başlayıp Habermas'a uzanan bu teori türünün ilk örnekleri ise Marx ve Freud'un eserlerinde karşımıza çıkar. Raymond Geuss, Eleştirel Teori: Habermas ve Frankfurt Okulu'nda bu temel iddiaların ayrıntılı bir analizini veriyor ve geçerliğini tartışıyor. Toplumsal fenomenleri betimleyip açıklamakla yetinmeyen, aynı zamanda eleştiren bir bilimsel teori mümkün müdür? Mümkünse empirik bilimlerden nasıl ayrılır? Bu sorulara cevap ararken eleştirel teorinin pozitivizmle hesaplaşmasına geniş yer ayıran Geuss, çıkış noktası olarak ideoloji kavramını alıyor. Bu kavramın farklı anlamlarını kuşatan kapsamlı bir tartışma çerçevesinde, ideolojinin inanç ve çıkarlarımızla ilişkisini, bir ideoloji eleştirisinin gerektirdiği doğruluk ve bilimsellik kriterleri ve bu eleştirinin sağladığı ‘aydınlatıcı' ve ‘özgürleştirici' bilgiyi, özellikle felsefi bir çerçevede sorguluyor. Frankfurt Okulu sadece modern kapitalist toplumu ve faşizmi değil, onlara karşı geliştirilmiş muhalif söylemleri de yönlendiren bir bilim ve aydınlanma anlayışının maskesini düşürerek toplum bilimlerinde kalıcı bir etki yapmıştır. Bu söyleme bir giriş niteliği taşıyan Eleştirel Teori, getirdiği analitik bakış açısıyla sadece eleştirel teoriyle ilgilenenler için değil, toplum bilimlerinin amacı ve yöntemi konusunda çalışanlar için de kalıcı bir kaynaktır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat