“Alnımdaki bu çizgiyi, sen hiçbir zaman görmedin. Hâlbuki o, senden kalma bir iz. Gittiğin günün akşamında aynaya baktığımda, perişan yüzümde gördüğüm ilk şeydi o.
Gidişin, alnımı birdenbire keskin bıçak gibi kesmişti.
O çizgiyi senden kalan tek hatıra olduğu için sevdim. O da bir daha alnımı terk etmedi, senin gibi bırakıp gitmedi. Aksine zaman aktıkça derinleşip yerleşti. Şimdi ince bir çizgiden çok, kırılmış bir dal gibi uzanıyor alnımda.”
“Bu topraklar üzerinde büyük oyunlar oynanıyor, ülke olarak bir uçuruma sürükleniyoruz. Hakikati görenlere daha büyük gayret, daha büyük fedakarlık düşüyor. Sen hakikati görenlerdendin, biliyorum. Ama nasıl oluyor da daha ilk imtihanda, bütün bildiklerini unutup kaybetmeyi tercih ediyorsun?”
Sosyal bir konu etrafında şekillenen bir aşk romanı...
“Alnımdaki bu çizgiyi, sen hiçbir zaman görmedin. Hâlbuki o, senden kalma bir iz. Gittiğin günün akşamında aynaya baktığımda, perişan yüzümde gördüğüm ilk şeydi o.
Gidişin, alnımı birdenbire keskin bıçak gibi kesmişti.
O çizgiyi senden kalan tek hatıra olduğu için sevdim. O da bir daha alnımı terk etmedi, senin gibi bırakıp gitmedi. Aksine zaman aktıkça derinleşip yerleşti. Şimdi ince bir çizgiden çok, kırılmış bir dal gibi uzanıyor alnımda.”
“Bu topraklar üzerinde büyük oyunlar oynanıyor, ülke olarak bir uçuruma sürükleniyoruz. Hakikati görenlere daha büyük gayret, daha büyük fedakarlık düşüyor. Sen hakikati görenlerdendin, biliyorum. Ama nasıl oluyor da daha ilk imtihanda, bütün bildiklerini unutup kaybetmeyi tercih ediyorsun?”
Sosyal bir konu etrafında şekillenen bir aşk romanı...