Bu arada hemen şunu itiraf edelim ki, Arap ümerası ve devlet adamlarının; Kuteybe b. Müslim, Halife Ömer b. Abdü'l-Aziz gibi, bir kaç kişinin dışında, İslam Dini'nin Türkler aslında yayılması ve Türklerin Yeni Dine kazandırılmaları, özellikle Emeviler devrinde, onların hiç bir zaman ciddi ve önemli bir meselesi olmamıştır.
Şövenist Emevi askeri valilerinin bütün himmet ve gayretleri Türk yurtlaında vergi musluklarının gürül gürül akması idi. Şu garip Emevi ırkçı zihniyetine bakınız ki; devlet adamları ve askeri valiler Türk yurtlarını bir diğer ifade ile Soğd, Semerkand ve Buhara gibi Türk şehirlerine her zaman "halifeliğin çiftliği" gözü ile bakmışlar ve Türklerin müslüman olmalarını önlemek için ellerinden gelen her şeyi yapmışlar, onları yurt ve yuvalardan sürgün etmişlerdir.
Bütün bu ürkütücü olaylar, İslam adına yüz karası bir trajediydi. Bunları bilip okumadan, Türklerin nasıl müslüman olduğu ve ne için bu ilahi, yüce misyona Buyur! edildiklerini anlamak mümkün değildir.
Bu arada hemen şunu itiraf edelim ki, Arap ümerası ve devlet adamlarının; Kuteybe b. Müslim, Halife Ömer b. Abdü'l-Aziz gibi, bir kaç kişinin dışında, İslam Dini'nin Türkler aslında yayılması ve Türklerin Yeni Dine kazandırılmaları, özellikle Emeviler devrinde, onların hiç bir zaman ciddi ve önemli bir meselesi olmamıştır.
Şövenist Emevi askeri valilerinin bütün himmet ve gayretleri Türk yurtlaında vergi musluklarının gürül gürül akması idi. Şu garip Emevi ırkçı zihniyetine bakınız ki; devlet adamları ve askeri valiler Türk yurtlarını bir diğer ifade ile Soğd, Semerkand ve Buhara gibi Türk şehirlerine her zaman "halifeliğin çiftliği" gözü ile bakmışlar ve Türklerin müslüman olmalarını önlemek için ellerinden gelen her şeyi yapmışlar, onları yurt ve yuvalardan sürgün etmişlerdir.
Bütün bu ürkütücü olaylar, İslam adına yüz karası bir trajediydi. Bunları bilip okumadan, Türklerin nasıl müslüman olduğu ve ne için bu ilahi, yüce misyona Buyur! edildiklerini anlamak mümkün değildir.