Çanakkale Harbi, vuku bulduğu zamana kadarki iki yüz yıllık ma'kus tarihi yazgımızın ilk defa iyiye, müsbete döndüğü bir olaydır.
Çanakkale Harbi, iki yüz yıllık emperyalist Batı saldırısına karşı ilk defa direnmenin, karşı çıkmanın semeresini zafer olarak aldığımız bir olaydır.
Çanakkale Harbi, teknolojilerinin yıkıcı ve kahredici kuvveti ile şımaran, teknolojileri üzerinde yükselttikleri uygarlıklarının gücü ile kibirlenen Batılı mütekebbirlere, kendilerinden daha büyük olanın, “En Büyük” olanın takdiriyle had bildirildiği bir olaydır. Çanakkale Harbi, cihadın izzetinin bu millet tarafından bir düğün şerbeti gibi bir kere daha tadıldığı bir olaydır.
Çanakkale Harbi, “Allah'ın izniyle nice sayıca az bir topluluk, kendilerinden daha üstün topluluklara galip gelmişlerdir. Allah sabredenlerle beraberdir.” ve “Gevşemeyin, üzülmeyin. İnanıyorsanız, üstünsünüzdür.” ilahi vaadlerinin bu ümmet üzerinde bir Cennet nefhası gibi bir kere daha tahakkuk ve tecelli ettiği bir olaydır.
Bu yüzdendir ki, Çanakkale Harbi, yüzyıl sonrasını bile o gün olduğu gibi, hatta zamanı dolduran toplumsal ve tarihî tecrübenin de eklenişiyle, daha da kesif bir şekilde nuruyla ışıtan bir olaydır.
Çanakkale Harbi, vuku bulduğu zamana kadarki iki yüz yıllık ma'kus tarihi yazgımızın ilk defa iyiye, müsbete döndüğü bir olaydır.
Çanakkale Harbi, iki yüz yıllık emperyalist Batı saldırısına karşı ilk defa direnmenin, karşı çıkmanın semeresini zafer olarak aldığımız bir olaydır.
Çanakkale Harbi, teknolojilerinin yıkıcı ve kahredici kuvveti ile şımaran, teknolojileri üzerinde yükselttikleri uygarlıklarının gücü ile kibirlenen Batılı mütekebbirlere, kendilerinden daha büyük olanın, “En Büyük” olanın takdiriyle had bildirildiği bir olaydır. Çanakkale Harbi, cihadın izzetinin bu millet tarafından bir düğün şerbeti gibi bir kere daha tadıldığı bir olaydır.
Çanakkale Harbi, “Allah'ın izniyle nice sayıca az bir topluluk, kendilerinden daha üstün topluluklara galip gelmişlerdir. Allah sabredenlerle beraberdir.” ve “Gevşemeyin, üzülmeyin. İnanıyorsanız, üstünsünüzdür.” ilahi vaadlerinin bu ümmet üzerinde bir Cennet nefhası gibi bir kere daha tahakkuk ve tecelli ettiği bir olaydır.
Bu yüzdendir ki, Çanakkale Harbi, yüzyıl sonrasını bile o gün olduğu gibi, hatta zamanı dolduran toplumsal ve tarihî tecrübenin de eklenişiyle, daha da kesif bir şekilde nuruyla ışıtan bir olaydır.