İmparatorluğun büyümesi ne Birleşik Devletler'e özgüdür, ne de bazı özel devlet politikalarının bir ürünüdür. Daha çok kapitalizmin tüm tarihinin ve mantığının sistematik sonucudur. Kapitalizm on beşinci ve on altıncı yüzyıllardaki doğumundan bu yana küresel olarak yayılmacı; metropol ile uydu, merkez ile çevre arasında hiyerarşik biçimde bölünen bir sistem oluşturur. Geçmişte olduğu gibi bugün de emperyalist sistemin hedefi; çevre ekonomilerini merkez kapitalist ülkelerden gelen yatırımlara açmak, böylelikle de dünya sisteminin çevresinden merkezine doğru hem hammaddelerin düşük fiyatlar üzerinden sürekli arzını, hem de net ekonomik artığın dışarıya doğru akışını güvence altına almaktır.
İmparatorluğun büyümesi ne Birleşik Devletler'e özgüdür, ne de bazı özel devlet politikalarının bir ürünüdür. Daha çok kapitalizmin tüm tarihinin ve mantığının sistematik sonucudur. Kapitalizm on beşinci ve on altıncı yüzyıllardaki doğumundan bu yana küresel olarak yayılmacı; metropol ile uydu, merkez ile çevre arasında hiyerarşik biçimde bölünen bir sistem oluşturur. Geçmişte olduğu gibi bugün de emperyalist sistemin hedefi; çevre ekonomilerini merkez kapitalist ülkelerden gelen yatırımlara açmak, böylelikle de dünya sisteminin çevresinden merkezine doğru hem hammaddelerin düşük fiyatlar üzerinden sürekli arzını, hem de net ekonomik artığın dışarıya doğru akışını güvence altına almaktır.