Endokrin sistem, etkin maddeler salgılayan ve vücudumuzun küçük organ ve yapılarını oluşturan özelleşmiş hücre dizinleridir. İşlevsel açıdan bakıldığında insanlar için yaşamsal özelliklere sahiptirler. Çünkü bu hücre dizinleri, salgıladıkları hormonlar ve etkin maddeler aracılığıyla sadece yaşam için değil, günlük yaşantımızın ahenk içinde devamı için de gereklidir. Belki de fizyolojik etkinliğimizi, ruhsal dünyamızla bütünleştiren köprü olarak da yaşam döngümüzü güncelleştiren ve yenileyen hatta yaşamımızdaki özgünlükleri ve detayları belirlemede etkin bir sistemdir. Bu sistemin hastalıkları, bizi bu derece tanımlayan hormon ve etkin maddelerin azalmasına ve artmasına yol açarak bizim dengemizi sarsan öznel değişikliklerin habercisi olurlar. Bu çalışkan, üretken ve sistematik programlı hücrelerin ve onların oluşturdukları yapıların tanınması, hastalıklarının ve oluşturduğu tümörlerin bilinmesi, patoloji biliminin de özel alanını oluşturmaktadır. Her geçen gün daha sık karşılaştığımız endokrin organ cerrahisi ve tanı biyopsilerinin değerlendirilmesinde kaynak oluşturacak ve bu alanda deneyimlerin paylaşıldığı endokrin sistem patoloji kitaplarına gereksinim artmaktadır.
Bu kitapta, bu alanla uğraşan veya ilgi duyan patologların tanı verme de zorluk hissettikleri anda, kısmen destek alacakları deneyim temelli bir içerik sunmaya çalıştık.
Bu içeriğin oluşturulmasında ve editörlükte birlikte çalıştığım Prof. Dr. Serpil Dizbay Sak yanı sıra yoğun işleri arasında bizi kırmayarak deneyimlerini paylaşan bölüm yazarlarına teşekkürü borç bilirim.
Saygılarımla..
- Prof. Dr. Cenk Sökmensüer
Endokrin sistem, etkin maddeler salgılayan ve vücudumuzun küçük organ ve yapılarını oluşturan özelleşmiş hücre dizinleridir. İşlevsel açıdan bakıldığında insanlar için yaşamsal özelliklere sahiptirler. Çünkü bu hücre dizinleri, salgıladıkları hormonlar ve etkin maddeler aracılığıyla sadece yaşam için değil, günlük yaşantımızın ahenk içinde devamı için de gereklidir. Belki de fizyolojik etkinliğimizi, ruhsal dünyamızla bütünleştiren köprü olarak da yaşam döngümüzü güncelleştiren ve yenileyen hatta yaşamımızdaki özgünlükleri ve detayları belirlemede etkin bir sistemdir. Bu sistemin hastalıkları, bizi bu derece tanımlayan hormon ve etkin maddelerin azalmasına ve artmasına yol açarak bizim dengemizi sarsan öznel değişikliklerin habercisi olurlar. Bu çalışkan, üretken ve sistematik programlı hücrelerin ve onların oluşturdukları yapıların tanınması, hastalıklarının ve oluşturduğu tümörlerin bilinmesi, patoloji biliminin de özel alanını oluşturmaktadır. Her geçen gün daha sık karşılaştığımız endokrin organ cerrahisi ve tanı biyopsilerinin değerlendirilmesinde kaynak oluşturacak ve bu alanda deneyimlerin paylaşıldığı endokrin sistem patoloji kitaplarına gereksinim artmaktadır.
Bu kitapta, bu alanla uğraşan veya ilgi duyan patologların tanı verme de zorluk hissettikleri anda, kısmen destek alacakları deneyim temelli bir içerik sunmaya çalıştık.
Bu içeriğin oluşturulmasında ve editörlükte birlikte çalıştığım Prof. Dr. Serpil Dizbay Sak yanı sıra yoğun işleri arasında bizi kırmayarak deneyimlerini paylaşan bölüm yazarlarına teşekkürü borç bilirim.
Saygılarımla..
- Prof. Dr. Cenk Sökmensüer