Alwin W. Gouldner'e göre, toplumda yükselmekte olan "yeni" bir "sınıf" vardır. Bu "yeni sınıf", hem "teknik" entelijensiya"dan (mühendis ve teknisyenlerden) hem de "entelektüeller"den oluşmaktadır. Gouldner, bu yükselen "sınıf"ı, çağdaş toplumun en ilerici gücü olarak tanımlar. Bu "sınıf" kendisini rasyonalite, adalet, bilim ve modernleşme ile, dolayısıyla refah ve iktidarla özdeşleştirmektedir. Gouldner, değişimin motorunun, Marx'ın söylediği gibi proletarya değil, bu "yeni sınıf" olduğunu öne sürmektedir. -Nilüfer Göle- Kamu okullarının yaygınlaştırılmasıyla okur yazarlık oranı da artmaktadır. Bu durum karşısında, entelektüeller de sahip oldukları kapalı ve ayrıcalıklı piyasa konumlarını yitirmektedirler. Ağırlık, kendi gözlerindeki "yüksek" kültürleri ile aynı düzeyde olmayan saygı, itibar, gelir ve sosyal güçler arasında bir statü oransızlığı ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Entelektüellerin sosyal konumu, özellikle teknokratik ve endüstriyel toplumlarda, teknik entelijensiyanın kazandığı önem ölçüsünde zayıflatmakta ve marjinalleşmektedir. Entelektüeller, her yönden yabancılaşmış bir topluluk haline gelmektedir. Alwin W. Gouldner-
Alwin W. Gouldner'e göre, toplumda yükselmekte olan "yeni" bir "sınıf" vardır. Bu "yeni sınıf", hem "teknik" entelijensiya"dan (mühendis ve teknisyenlerden) hem de "entelektüeller"den oluşmaktadır. Gouldner, bu yükselen "sınıf"ı, çağdaş toplumun en ilerici gücü olarak tanımlar. Bu "sınıf" kendisini rasyonalite, adalet, bilim ve modernleşme ile, dolayısıyla refah ve iktidarla özdeşleştirmektedir. Gouldner, değişimin motorunun, Marx'ın söylediği gibi proletarya değil, bu "yeni sınıf" olduğunu öne sürmektedir. -Nilüfer Göle- Kamu okullarının yaygınlaştırılmasıyla okur yazarlık oranı da artmaktadır. Bu durum karşısında, entelektüeller de sahip oldukları kapalı ve ayrıcalıklı piyasa konumlarını yitirmektedirler. Ağırlık, kendi gözlerindeki "yüksek" kültürleri ile aynı düzeyde olmayan saygı, itibar, gelir ve sosyal güçler arasında bir statü oransızlığı ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Entelektüellerin sosyal konumu, özellikle teknokratik ve endüstriyel toplumlarda, teknik entelijensiyanın kazandığı önem ölçüsünde zayıflatmakta ve marjinalleşmektedir. Entelektüeller, her yönden yabancılaşmış bir topluluk haline gelmektedir. Alwin W. Gouldner-