Ermeniler ve Türkler arasında geçmişte yaşananları yüz yüze konuşmak artık mümkün mü? Acıları paylaşmak, yaşananları anlamak ve insanlığa aykırı ne yapılmışsa teşhir etmek... Bugün böyle bir dönemin eşiğindeyiz. Bunun için her şeyden önce hiçbir tabunun esiri olmadan konuşmaya, dertleşmeye, keşfetmeye, öğrenmeye, anlamaya ihtiyacımız var. Ahmet İnsel ve Michel Marian bunları yapmaya uğraşıyorlar. Suni bir konsensüse teslim olmadan ve ortak değerlendirmeleri yanında farklı görüşlerini hasır altı etmeden birbirleriyle konuşuyorlar. Bu kitapta Ermeni sorununun bütün cepheleri, dünü ve bugünüyle ele alınıyor. Zorlukların üzeri örtülmüyor. Bunca yılın unutma ve unutturma, inkâr ve gizleme politikalarından sonra, Ermenilerin başına gelen felaketin tüm boyutlarıyla büyük bir insanlık dramı olarak kabul edilmesinin önünde, elbette çok büyük zorluklar olacaktır. Bu zorlukların aşılmasının önkoşulu, iki halkın yakın tarihlerini kişisel tarihlerin kıvrımlarını unutmadan, birlikte ele almaktır. Bu topraklarda yakın tarihimizde yaşanmış en büyük insanlık dramlarından biriyle yüzleşmek, acıları paylaşmak, insanlığa karşı suç işlemiş olanları teşhir etmek, vicdanlarımızı bu ağır yükten kurtarmak için acilen karşılıklı konuşmaya başlamaya bir davet niteliğinde bu kitap. İttihat ve Terakki yönetiminin yaptıklarını soykırım olarak tanımlayan Michel Marian'la bunu insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak niteleyen Ahmet İnsel'in bu diyaloğunda herkes kendinden bir parça bulacaktır.
Ermeniler ve Türkler arasında geçmişte yaşananları yüz yüze konuşmak artık mümkün mü? Acıları paylaşmak, yaşananları anlamak ve insanlığa aykırı ne yapılmışsa teşhir etmek... Bugün böyle bir dönemin eşiğindeyiz. Bunun için her şeyden önce hiçbir tabunun esiri olmadan konuşmaya, dertleşmeye, keşfetmeye, öğrenmeye, anlamaya ihtiyacımız var. Ahmet İnsel ve Michel Marian bunları yapmaya uğraşıyorlar. Suni bir konsensüse teslim olmadan ve ortak değerlendirmeleri yanında farklı görüşlerini hasır altı etmeden birbirleriyle konuşuyorlar. Bu kitapta Ermeni sorununun bütün cepheleri, dünü ve bugünüyle ele alınıyor. Zorlukların üzeri örtülmüyor. Bunca yılın unutma ve unutturma, inkâr ve gizleme politikalarından sonra, Ermenilerin başına gelen felaketin tüm boyutlarıyla büyük bir insanlık dramı olarak kabul edilmesinin önünde, elbette çok büyük zorluklar olacaktır. Bu zorlukların aşılmasının önkoşulu, iki halkın yakın tarihlerini kişisel tarihlerin kıvrımlarını unutmadan, birlikte ele almaktır. Bu topraklarda yakın tarihimizde yaşanmış en büyük insanlık dramlarından biriyle yüzleşmek, acıları paylaşmak, insanlığa karşı suç işlemiş olanları teşhir etmek, vicdanlarımızı bu ağır yükten kurtarmak için acilen karşılıklı konuşmaya başlamaya bir davet niteliğinde bu kitap. İttihat ve Terakki yönetiminin yaptıklarını soykırım olarak tanımlayan Michel Marian'la bunu insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak niteleyen Ahmet İnsel'in bu diyaloğunda herkes kendinden bir parça bulacaktır.