Esaretten Zafere

Stok Kodu:
9786058685222
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
409
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2012
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
9786058685222
387680
Esaretten Zafere
Esaretten Zafere
18.00

Şükrü Nail (Soysal), 1897 yılında Uşak Ortaköy'de doğmuştur. Birinci Dünya Savaşı'na Suriye Filistin Cephesi'nde katılmış, çarpışmalar sırasında yaralanmış ve gazi olmuştur. Cephede göstermiş olduğu kahramanlıklar nedeniyle pek çok madalya almış, Kudüs'ün düşmesi üzerine, Beyrut'a doğru kaçmış, burada İngilizlere esir olmuş, Fransız kampında tutulmuş, Marsilya'ya götürülmüş ve orada uçak tamir fabrikasında çalıştırılmıştır. Bir müddet sonra tekrar Beyrut'a gönderilmiş ve oradan da İstanbul'a iade edilmiştir. 1920 yılının ilk aylarında Uşak'a dönmüş ve Yunan işgaline karşı oluşturulan Uşak Kuvayı Milliye teşkilatına gönüllü olarak katılmış ve Uşak Akıncı Müfrezesinin kurulmasında görev yapmıştır. Kuvayı Seyyare birlikleriyle Çerkez Ethem komutasında, Balıkesir, Eskişehir, Bolu, Düzce, Yozgat, Kütahya dolaylarında milli kuvvetlere karşı isyan eden asilerle mücadele etmiş ve Simav'da, Gediz'de ve Garp Cephesinin çeşitli bölgelerinde Yunan kuvvetleriyle savaşmıştır. Şükrü Nail Bey, çeşitli gelişmeler neticesinde Gediz dolaylarında Parti Pehlivan Müfrezesi'ne iltica etmiş ve bu müfrezede kısa sürede Parti Pehlivan'ın yaveri olmuştur. Çerkez Ethem'in düzenli orduya yenilmesi sonrası Şükrü Nail Bey, bağlı bulunduğu Parti Pehlivan Müfrezesi ile nizami kuvvetlerin emrine girmiş ve 9 Eylül 1922'de Yunan kuvvetlerinin İzmir'de denize döküldüğü tarihe kadar savaşmıştır. Şükrü Nail Bey'in Birinci Dünya Savaşı'ndaki Filistin Cephesinde yaşadıkları, esaret hayatında başından geçenler, Beyrut'ta karşı karşıya geldikleri Ermenilere dair anlattıkları, Marsilya'daki günleri çok ilgi çekicidir. Milli Mücadele yıllarına ait hatıraları, Uşak Kuvayı Milliye Teşkilatı, Uşak'ta Yunan işgal yılları, Kuşcubaşı Eşref'in Uşak'taki faaliyetleri, özellikle Kuvayı Seyyare'de çok önemli bir yeri olan Parti Pehlivan'a dair anlattıkları, bugüne kadar doğru bilinen pek çok yanlışı ortadan kaldıracak ve önemli bir boşluğu dolduracak niteliktedir. Yunan Orduları Başkumandanı General Trikopis'in esir alınmasına dair anlatılanlar ise daha başka bir önem taşımaktadır.

Şükrü Nail (Soysal), 1897 yılında Uşak Ortaköy'de doğmuştur. Birinci Dünya Savaşı'na Suriye Filistin Cephesi'nde katılmış, çarpışmalar sırasında yaralanmış ve gazi olmuştur. Cephede göstermiş olduğu kahramanlıklar nedeniyle pek çok madalya almış, Kudüs'ün düşmesi üzerine, Beyrut'a doğru kaçmış, burada İngilizlere esir olmuş, Fransız kampında tutulmuş, Marsilya'ya götürülmüş ve orada uçak tamir fabrikasında çalıştırılmıştır. Bir müddet sonra tekrar Beyrut'a gönderilmiş ve oradan da İstanbul'a iade edilmiştir. 1920 yılının ilk aylarında Uşak'a dönmüş ve Yunan işgaline karşı oluşturulan Uşak Kuvayı Milliye teşkilatına gönüllü olarak katılmış ve Uşak Akıncı Müfrezesinin kurulmasında görev yapmıştır. Kuvayı Seyyare birlikleriyle Çerkez Ethem komutasında, Balıkesir, Eskişehir, Bolu, Düzce, Yozgat, Kütahya dolaylarında milli kuvvetlere karşı isyan eden asilerle mücadele etmiş ve Simav'da, Gediz'de ve Garp Cephesinin çeşitli bölgelerinde Yunan kuvvetleriyle savaşmıştır. Şükrü Nail Bey, çeşitli gelişmeler neticesinde Gediz dolaylarında Parti Pehlivan Müfrezesi'ne iltica etmiş ve bu müfrezede kısa sürede Parti Pehlivan'ın yaveri olmuştur. Çerkez Ethem'in düzenli orduya yenilmesi sonrası Şükrü Nail Bey, bağlı bulunduğu Parti Pehlivan Müfrezesi ile nizami kuvvetlerin emrine girmiş ve 9 Eylül 1922'de Yunan kuvvetlerinin İzmir'de denize döküldüğü tarihe kadar savaşmıştır. Şükrü Nail Bey'in Birinci Dünya Savaşı'ndaki Filistin Cephesinde yaşadıkları, esaret hayatında başından geçenler, Beyrut'ta karşı karşıya geldikleri Ermenilere dair anlattıkları, Marsilya'daki günleri çok ilgi çekicidir. Milli Mücadele yıllarına ait hatıraları, Uşak Kuvayı Milliye Teşkilatı, Uşak'ta Yunan işgal yılları, Kuşcubaşı Eşref'in Uşak'taki faaliyetleri, özellikle Kuvayı Seyyare'de çok önemli bir yeri olan Parti Pehlivan'a dair anlattıkları, bugüne kadar doğru bilinen pek çok yanlışı ortadan kaldıracak ve önemli bir boşluğu dolduracak niteliktedir. Yunan Orduları Başkumandanı General Trikopis'in esir alınmasına dair anlatılanlar ise daha başka bir önem taşımaktadır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat