Esmâ'ül Hüsnâ Allah'ın güzel isimleri demektir. Allah'ın isim ve sıfatları sonsuzdur. Bilinen ve öğretilen 99 ismi vardır. Bu isimlerin her biri, Allah'ın bir özelliğini anlatmaktadır. Aynı zamanda her bir isim insanlar için bir dilek, bir istek kapısı hükmündedir ve insanlara bakmaktadır. İnsanın başına gelen bir sıkıntı, bir ihtiyaç veya bir rahatsızlık sırasında bu isimlerle dua edildiği zaman, yüce Allah'ın dua eden kimseye cevap vermesi, duasını kabul edip isteğini yerine getirmesi umulur. Mesela hastalık anında belli miktarda Ya Şafi ismini zikredip dua edip Allah'tan şifa iste yahutta rızık sıkıntısı ve geçim darlığı yaşayan kimsenin Ya Rezzak ismini zikir ederek dua etmesi gibi..._ İnsanların bütün istek ve ihtiyaçlarını Allah'tan istemesi, başı dara düştüğü zaman O'na yalvarıp yakarması kadar doğal bir şey yoktur. Bu nedenle yüce Allah'ın her ismi, insanlara bakmakta ve onlara adeta ilahi bir el gibi uzanmaktadır. Bu duruma işaretle Kur'an-ı Kerim de Hz. İbrahim'in:" Hastalandığım zaman O'dur bana şifa veren" (Şuara suresi, 26-80) dediği kaydedilmiştir. Başka bir ayette ise inanarak dua etmenin önemine işaretle: "Şayet kullarım sana Beni sorarlarsa, muhakkak ki Ben çok yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına karşılık veririm. O halde onlarda Benim davetime koşsunlar. Bana hakkıyla iman etsinler ki, doğruya ulaşabilsinler." (Bakara suresi, 186) buyurmaktadır. Hiç şüphesiz Allah (c.c.) bize bizden yakın ve ne söylediğimizi işitmekte, ne istediğimizi bilmektedir. Dua eden kimse inanarak dua etmez ise duası kabul olmaz gayretleri boşa çıkar. Onun için bir başkasının yaptığı dua bile engellere takılır. Bu nedenle ihtiyaç sahibi kendi ihtiyacını ve isteğini bilecek ve isteğinde ısrarlı olacak ve inanarak kalpten dua edecek. Bunun yanında sebeplere göre hareket edip çalışmak ne kadar gerekliyse bir o kadarda duanın önemli olduğu unutulmamalıdır. Sebepleri de yaratan yüce Allah (c.c.) olduğunu unutmadan O'na müracaat etmekte bir mahsur yoktur. Ancak, her şeyi sebepten ibaret görmek yanlıştır. Bir işin olması için bazen sebepler de fayda vermiyor. Mesela: Bağ ve bahçelerimizdeki meyve ağaçlarında genellikle bir yıl meyve olursa gelecek yıl olmuyor ya da az oluyor. Oysa ağaç aynı ağaç, yer, toprak ve su aynı, güneş aynı, hava aynı, iklim aynı. Bunun en açık görüldüğü ağaçlar zeytin, badem, ceviz ve asma ağaçlarıdır. Her dönem aynı ölçüde meyve vermiyorlar. Kısacası Allah'ın 99 ismi vardır ki, her birinin bin bir çeşit özellik ve faydası vardır. Bu özelliklerin bir kısmı da insanların istek ve ihtiyaçlarına cevap verme şeklindedir. Bu konuda Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyrulmaktadır: "En güzel isimler Allah'ındır; O'na onlarla dua edin. O'nun isimlerine ters bir tutum izleyenleri bırakın..." (A'raf suresi, /-180)
Esmâ'ül Hüsnâ Allah'ın güzel isimleri demektir. Allah'ın isim ve sıfatları sonsuzdur. Bilinen ve öğretilen 99 ismi vardır. Bu isimlerin her biri, Allah'ın bir özelliğini anlatmaktadır. Aynı zamanda her bir isim insanlar için bir dilek, bir istek kapısı hükmündedir ve insanlara bakmaktadır. İnsanın başına gelen bir sıkıntı, bir ihtiyaç veya bir rahatsızlık sırasında bu isimlerle dua edildiği zaman, yüce Allah'ın dua eden kimseye cevap vermesi, duasını kabul edip isteğini yerine getirmesi umulur. Mesela hastalık anında belli miktarda Ya Şafi ismini zikredip dua edip Allah'tan şifa iste yahutta rızık sıkıntısı ve geçim darlığı yaşayan kimsenin Ya Rezzak ismini zikir ederek dua etmesi gibi..._ İnsanların bütün istek ve ihtiyaçlarını Allah'tan istemesi, başı dara düştüğü zaman O'na yalvarıp yakarması kadar doğal bir şey yoktur. Bu nedenle yüce Allah'ın her ismi, insanlara bakmakta ve onlara adeta ilahi bir el gibi uzanmaktadır. Bu duruma işaretle Kur'an-ı Kerim de Hz. İbrahim'in:" Hastalandığım zaman O'dur bana şifa veren" (Şuara suresi, 26-80) dediği kaydedilmiştir. Başka bir ayette ise inanarak dua etmenin önemine işaretle: "Şayet kullarım sana Beni sorarlarsa, muhakkak ki Ben çok yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına karşılık veririm. O halde onlarda Benim davetime koşsunlar. Bana hakkıyla iman etsinler ki, doğruya ulaşabilsinler." (Bakara suresi, 186) buyurmaktadır. Hiç şüphesiz Allah (c.c.) bize bizden yakın ve ne söylediğimizi işitmekte, ne istediğimizi bilmektedir. Dua eden kimse inanarak dua etmez ise duası kabul olmaz gayretleri boşa çıkar. Onun için bir başkasının yaptığı dua bile engellere takılır. Bu nedenle ihtiyaç sahibi kendi ihtiyacını ve isteğini bilecek ve isteğinde ısrarlı olacak ve inanarak kalpten dua edecek. Bunun yanında sebeplere göre hareket edip çalışmak ne kadar gerekliyse bir o kadarda duanın önemli olduğu unutulmamalıdır. Sebepleri de yaratan yüce Allah (c.c.) olduğunu unutmadan O'na müracaat etmekte bir mahsur yoktur. Ancak, her şeyi sebepten ibaret görmek yanlıştır. Bir işin olması için bazen sebepler de fayda vermiyor. Mesela: Bağ ve bahçelerimizdeki meyve ağaçlarında genellikle bir yıl meyve olursa gelecek yıl olmuyor ya da az oluyor. Oysa ağaç aynı ağaç, yer, toprak ve su aynı, güneş aynı, hava aynı, iklim aynı. Bunun en açık görüldüğü ağaçlar zeytin, badem, ceviz ve asma ağaçlarıdır. Her dönem aynı ölçüde meyve vermiyorlar. Kısacası Allah'ın 99 ismi vardır ki, her birinin bin bir çeşit özellik ve faydası vardır. Bu özelliklerin bir kısmı da insanların istek ve ihtiyaçlarına cevap verme şeklindedir. Bu konuda Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyrulmaktadır: "En güzel isimler Allah'ındır; O'na onlarla dua edin. O'nun isimlerine ters bir tutum izleyenleri bırakın..." (A'raf suresi, /-180)