George Lukacs, "yaşamının yapıtı" diye nitelindirdiği "Estetik" üzerine yarım yüzyıldan fazla çalıştı. Bu çalışmayla gerçekleştirmek istediği temel amaç, toplumcu düşünce alanında ileri sürülmüş ve estetiğe ilişkin tüm görüşleri tek bir toplumcu estetik kuramının çatısı altında toplayabilmekti. Lukacs, bu dev yapıtını "Estetiğin Özyapısı", "Sanat Yapıtı ve Estetik Davranış" ve "Toplumsal-Tarihsel Bir Olgu Olarak Sanat" başlıklarını taşıyacak üç bölümde hazırlanmıştı. Bu iki cilt olarak yayımlanmıştı. Bu iki ciltlik yapıt, yazarın sağlığında kendi denetiminde yeniden gözden geçirelecek dört cilde bölündü. Türkçe'ye aktarılan metin, işte bu yapıttır. Benjamin, Adorna ve Lifschitz gibi çağımızın en önemli estetik kuramcıları, temelerini doğrudan Lukacs'da bulurlar. Lukacs, kendi estetik kuramını oluşturuken Epikür, Bacon, Spinoza, Vico, Diderot, Lessing ve Goethe'den Hegel'e Marx'a, Engels ve Lenin'e değin uzanan binlerce yılık bir düşünce mirasını değerlendirir. Sanatın konumunu, insanoğlunun çabalarının bütünü açısından saptar. Sanatın toplumsal-tarihsel gelişmesini sergilerken, tarihöncesindeki büyü dönemine değin uzanır ve estetik "katharsis"in insanı insan olmanın bilincine vardırmasını anlatırken, bir yandan geçmişi, bir yandan da günlük yaşamı çıkış noktası alır.
George Lukacs, "yaşamının yapıtı" diye nitelindirdiği "Estetik" üzerine yarım yüzyıldan fazla çalıştı. Bu çalışmayla gerçekleştirmek istediği temel amaç, toplumcu düşünce alanında ileri sürülmüş ve estetiğe ilişkin tüm görüşleri tek bir toplumcu estetik kuramının çatısı altında toplayabilmekti. Lukacs, bu dev yapıtını "Estetiğin Özyapısı", "Sanat Yapıtı ve Estetik Davranış" ve "Toplumsal-Tarihsel Bir Olgu Olarak Sanat" başlıklarını taşıyacak üç bölümde hazırlanmıştı. Bu iki cilt olarak yayımlanmıştı. Bu iki ciltlik yapıt, yazarın sağlığında kendi denetiminde yeniden gözden geçirelecek dört cilde bölündü. Türkçe'ye aktarılan metin, işte bu yapıttır. Benjamin, Adorna ve Lifschitz gibi çağımızın en önemli estetik kuramcıları, temelerini doğrudan Lukacs'da bulurlar. Lukacs, kendi estetik kuramını oluşturuken Epikür, Bacon, Spinoza, Vico, Diderot, Lessing ve Goethe'den Hegel'e Marx'a, Engels ve Lenin'e değin uzanan binlerce yılık bir düşünce mirasını değerlendirir. Sanatın konumunu, insanoğlunun çabalarının bütünü açısından saptar. Sanatın toplumsal-tarihsel gelişmesini sergilerken, tarihöncesindeki büyü dönemine değin uzanır ve estetik "katharsis"in insanı insan olmanın bilincine vardırmasını anlatırken, bir yandan geçmişi, bir yandan da günlük yaşamı çıkış noktası alır.