Dicle ve Fırat arasında suskunluğa gömülmüş, sazlarla kaplı, kilden bir ülke. Geriye hiçbir şey kalmamış. Hiçbir şey? Çiviyazısı tabletleri, yitik bir medeniyeti gün ışığına çıkaracak mıydı? Yıl 1802, olağanüstü bir serüvenin henüz başlangıcındayız. Antik Yunan-Doğu'nun en büyük medeniyeti Mezopotamya, bu tabletlerin ardına saklanıyor. Gün be gün, yıllar boyu süren çalışmalar, bu gizemli yazıyı çözüyor. Zaman'ın kumlarının örttüğü Babil, Asur, Horsabad... Jean Bottéro ve Marie-Joseph Stève Tarih'in doğuşunu gözler önüne seriyorlar.
Dicle ve Fırat arasında suskunluğa gömülmüş, sazlarla kaplı, kilden bir ülke. Geriye hiçbir şey kalmamış. Hiçbir şey? Çiviyazısı tabletleri, yitik bir medeniyeti gün ışığına çıkaracak mıydı? Yıl 1802, olağanüstü bir serüvenin henüz başlangıcındayız. Antik Yunan-Doğu'nun en büyük medeniyeti Mezopotamya, bu tabletlerin ardına saklanıyor. Gün be gün, yıllar boyu süren çalışmalar, bu gizemli yazıyı çözüyor. Zaman'ın kumlarının örttüğü Babil, Asur, Horsabad... Jean Bottéro ve Marie-Joseph Stève Tarih'in doğuşunu gözler önüne seriyorlar.