Failin Kahkahası

Stok Kodu:
9789750521409
Boyut:
13.00x19.50
Sayfa Sayısı:
240
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2017-01
Çeviren:
Öndercan Muti
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
9789750521409
596657
Failin Kahkahası
Failin Kahkahası
24.00

“Kahkahalar atarak öldüren katillerde ölü ile canlı arasındaki ayrımın yeterli ya da hiç gelişmediği varsayımını ifade ederken, özne-nesne ayrımının da bir o kadar zayıf olduğunu ekleyebiliriz. (...) Birçok katilin hem öldürme fiili esnasında hem de kendi ‘otoritelerinin' görmesi için onu tekrar canlandırırken hissettikleri rahatlama; onların kahkahalarının, kendi bedenlerinin bütün hale gelmesine eşlik eden bir hisle, bizzat kendi doğumlarına eşlik eden bir patlamayla, ait oldukları grup içinde kendi tam-erkek benliklerinin doğum sancılarıyla ilgili olduğu varsayımını pekiştirir.”

Norveç'te bir gençlik kampını basarak yetmiş yedi insanı öldüren Breivik'ten neonazilere, Endonezya'daki paramiliter örgütlere, Ruanda'daki çetelere, IŞİD'e, cihatçılara... Dünyanın dört köşesinde, farklı saiklerle, gaddarca öldüren ve gaddarlığını mahsus (propaganda için) teşhir edenleri görüyoruz. Gaddarca öldürmekten zevk alıyor
görünen ve bu hazzı bilhassa sergileyen katiller... Klaus Theweleit, bu gaddarlığın anlamını sorguluyor. Arkasında nasıl bir mesele, nasıl bir sosyallik, nasıl “güdüler” var? Belirli ideolojik şekillenmelerin etkisi ne, internetin etkisi ne, “erkekliğin” etkisi ne? “Tamamen normal erkekler” ile “vahşi katliamcılar”ı birbirinden ayıran baraj kapakları bir kez yıkılmaya görsün, gaddarca şiddetin nasıl olağanlaşabileceğine de dikkat çekiyor bu arada yazar. Guantánamo
örneğine de bakarak, kurumsal, resmî yapıların bu gaddarlığın üretimindeki olmazsa olmaz payına dikkat çekiyor.
Zamanın ruhunun ve “insan”ın -bilhassa “erkeğin”- tekinsiz yanına ışık tutan bir kitap.

“Kahkahalar atarak öldüren katillerde ölü ile canlı arasındaki ayrımın yeterli ya da hiç gelişmediği varsayımını ifade ederken, özne-nesne ayrımının da bir o kadar zayıf olduğunu ekleyebiliriz. (...) Birçok katilin hem öldürme fiili esnasında hem de kendi ‘otoritelerinin' görmesi için onu tekrar canlandırırken hissettikleri rahatlama; onların kahkahalarının, kendi bedenlerinin bütün hale gelmesine eşlik eden bir hisle, bizzat kendi doğumlarına eşlik eden bir patlamayla, ait oldukları grup içinde kendi tam-erkek benliklerinin doğum sancılarıyla ilgili olduğu varsayımını pekiştirir.”

Norveç'te bir gençlik kampını basarak yetmiş yedi insanı öldüren Breivik'ten neonazilere, Endonezya'daki paramiliter örgütlere, Ruanda'daki çetelere, IŞİD'e, cihatçılara... Dünyanın dört köşesinde, farklı saiklerle, gaddarca öldüren ve gaddarlığını mahsus (propaganda için) teşhir edenleri görüyoruz. Gaddarca öldürmekten zevk alıyor
görünen ve bu hazzı bilhassa sergileyen katiller... Klaus Theweleit, bu gaddarlığın anlamını sorguluyor. Arkasında nasıl bir mesele, nasıl bir sosyallik, nasıl “güdüler” var? Belirli ideolojik şekillenmelerin etkisi ne, internetin etkisi ne, “erkekliğin” etkisi ne? “Tamamen normal erkekler” ile “vahşi katliamcılar”ı birbirinden ayıran baraj kapakları bir kez yıkılmaya görsün, gaddarca şiddetin nasıl olağanlaşabileceğine de dikkat çekiyor bu arada yazar. Guantánamo
örneğine de bakarak, kurumsal, resmî yapıların bu gaddarlığın üretimindeki olmazsa olmaz payına dikkat çekiyor.
Zamanın ruhunun ve “insan”ın -bilhassa “erkeğin”- tekinsiz yanına ışık tutan bir kitap.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat