Gelecek bizleriz! Ve o gelecek bizim gücümüzle şekillenecek. Bizler geçmişin gölgeleri arasında yaşamayacağız. Bu yüzdendir ki, artık bu şehir olmadan bir imparatorluk düşünemiyorum. Osmanlı Devleti'nin Anadolu'da hâkimiyet kurduğu yıllardan beri neredeyse tüm padişahların rüyalarını süsleyen Konstantinopol'ü fethetmek, Sultan Mehmed'in de en büyük hayallerinden biridir. Zeki ve hırslı Osmanlı hükümdarı, Şehirler Sultanı'nı ne pahasına olursa olsun elde etmeye kararlıdır. Bu amaçla, 1453 yılında güçlü ordusuyla birlikte şehrin surlarına dayanır.
Bir tarafta, genç ve kararlı Sultan Mehmed; diğer tarafta, elinde kalan tek değerli şeyi, doğup büyüdüğü şehri kaybetmemek için çabalayan İmparator Konstantin… Her iki hükümdar da Tanrı'nın kendilerinden yana olduğunu düşünmektedir, ancak bu savaş Tanrı'nın yardımıyla değil, kumandanların zekası ve savaş aletlerinin gücüyle kazanılacaktır. En önemlisi de bu mücadeleyle birlikte, iki uygarlığın, iki inancın ve Konstantinapol'ün kaderi belirlenecektir.
“Andrew Novo yüksek duvarlı şehirlerin olduğu, dini çatışmalar yaşanan ve imparatorlukların çöktüğü bir çağı yeniden uyandırıyor.”
- The New York Times
“Yazar, ölüm kalım mücadelesi veren ve dünyanın en güçlü adamının fethetmek için seçtiği şehri bir tarihçinin gözüyle anlatıyor.”
- Publishers Weekly
“On beşinci yüzyılın taşları, ipekleri ve çelikleri günümüze akseden destansı bir romanda tekrar hayat bulmuş. Kesinlikle okunmayı hak eden bir kurgu.”
Gelecek bizleriz! Ve o gelecek bizim gücümüzle şekillenecek. Bizler geçmişin gölgeleri arasında yaşamayacağız. Bu yüzdendir ki, artık bu şehir olmadan bir imparatorluk düşünemiyorum. Osmanlı Devleti'nin Anadolu'da hâkimiyet kurduğu yıllardan beri neredeyse tüm padişahların rüyalarını süsleyen Konstantinopol'ü fethetmek, Sultan Mehmed'in de en büyük hayallerinden biridir. Zeki ve hırslı Osmanlı hükümdarı, Şehirler Sultanı'nı ne pahasına olursa olsun elde etmeye kararlıdır. Bu amaçla, 1453 yılında güçlü ordusuyla birlikte şehrin surlarına dayanır.
Bir tarafta, genç ve kararlı Sultan Mehmed; diğer tarafta, elinde kalan tek değerli şeyi, doğup büyüdüğü şehri kaybetmemek için çabalayan İmparator Konstantin… Her iki hükümdar da Tanrı'nın kendilerinden yana olduğunu düşünmektedir, ancak bu savaş Tanrı'nın yardımıyla değil, kumandanların zekası ve savaş aletlerinin gücüyle kazanılacaktır. En önemlisi de bu mücadeleyle birlikte, iki uygarlığın, iki inancın ve Konstantinapol'ün kaderi belirlenecektir.
“Andrew Novo yüksek duvarlı şehirlerin olduğu, dini çatışmalar yaşanan ve imparatorlukların çöktüğü bir çağı yeniden uyandırıyor.”
- The New York Times
“Yazar, ölüm kalım mücadelesi veren ve dünyanın en güçlü adamının fethetmek için seçtiği şehri bir tarihçinin gözüyle anlatıyor.”
- Publishers Weekly
“On beşinci yüzyılın taşları, ipekleri ve çelikleri günümüze akseden destansı bir romanda tekrar hayat bulmuş. Kesinlikle okunmayı hak eden bir kurgu.”