“Bugün, aydın kitlesinin toplum hayatında aktif bir rol almasının en ilginç örnekleri geri kalmış toplumlarda görülmektedir. Bu memleketlerin gerici otoriteleri aydınların komünizmle bir ilgisi olmayan, hatta onunla yer yer uyuşmazlıklar veya zıtlıklar gösteren Dostoyevski gibi yazarların kitaplarının aydın kuşaklar tarafından okunmasını ‘Karamazof Kardeşler'e “Kavanozof Kardeşler” diyecek, Larousse'u Rusya sanacak kadar cahil polisleri vasıtasıyla önlemeye çalışmaları sebepsiz değildir.
Bu toplumlarda önemli iki olay durmadan gelişiyor. Bir yandan modern öğrenim kurumları çoğalıyor. Bunlarda, daha çok sayıda ve eski üstün sınıfların çocuklarını aşan ölçüde, halk tabakalarından gelen genç kuşaklar modern bilimler, modern düşün ve edebiyatla tanışıyor. Öbür yanda, okuryazarlık hâlâ çok sınırlı olduğu gibi, okumuşluk da geniş halk kitlelerine yayılamamıştır. Özellikle köylü toplumlarda eğitim ve öğrenim çok eşitsiz biçimde dağılmıştır. Eğitimi, bizdeki Köy Enstitüleri örneğinde görüldüğü gibi, köylü tabakalarına yayma çabaları tutucu kuvvetler tarafından önlenmektedir.”
“Bu toplumların yöneticileri aydın yetiştirmekten vazgeçseler, bu hareketleri tutarlı sayılabilir. Fakat bunu yapamazlar; polislerinin takibatı altına sokacakları aydınları ister istemez kendi elleriyle yetiştiriyorlar. Devlet idaresi için muhtaç oldukları asker, memur, öğretmen, sanayi yöneticisi, kalifiye işçi yetiştirecek öğrenim kurumlarının, geleneklere karşıt bir kafa yönü vermelerini önleyemiyorlar.”
Niyazi Berkes'in çeşitli dergilerde yayımlanan ve toplantılarda sunulan makale ve bildirilerinden oluşan Felsefe ve Toplumbilim Yazıları; Eski Yunan düşününden, Osmanlı ve Türkiye modernleşmesine, kişisel anılardan, Rusya ve ABD'de toplumbilim akımlarına kadar oldukça geniş bir alanı içine alıyor. Berkes'in yerinde tespitleri incelenen dönemi anlamanın yanında günümüze de ışık tutabilecek niteliğiyle keyifli bir okuma vadediyor.
“Bugün, aydın kitlesinin toplum hayatında aktif bir rol almasının en ilginç örnekleri geri kalmış toplumlarda görülmektedir. Bu memleketlerin gerici otoriteleri aydınların komünizmle bir ilgisi olmayan, hatta onunla yer yer uyuşmazlıklar veya zıtlıklar gösteren Dostoyevski gibi yazarların kitaplarının aydın kuşaklar tarafından okunmasını ‘Karamazof Kardeşler'e “Kavanozof Kardeşler” diyecek, Larousse'u Rusya sanacak kadar cahil polisleri vasıtasıyla önlemeye çalışmaları sebepsiz değildir.
Bu toplumlarda önemli iki olay durmadan gelişiyor. Bir yandan modern öğrenim kurumları çoğalıyor. Bunlarda, daha çok sayıda ve eski üstün sınıfların çocuklarını aşan ölçüde, halk tabakalarından gelen genç kuşaklar modern bilimler, modern düşün ve edebiyatla tanışıyor. Öbür yanda, okuryazarlık hâlâ çok sınırlı olduğu gibi, okumuşluk da geniş halk kitlelerine yayılamamıştır. Özellikle köylü toplumlarda eğitim ve öğrenim çok eşitsiz biçimde dağılmıştır. Eğitimi, bizdeki Köy Enstitüleri örneğinde görüldüğü gibi, köylü tabakalarına yayma çabaları tutucu kuvvetler tarafından önlenmektedir.”
“Bu toplumların yöneticileri aydın yetiştirmekten vazgeçseler, bu hareketleri tutarlı sayılabilir. Fakat bunu yapamazlar; polislerinin takibatı altına sokacakları aydınları ister istemez kendi elleriyle yetiştiriyorlar. Devlet idaresi için muhtaç oldukları asker, memur, öğretmen, sanayi yöneticisi, kalifiye işçi yetiştirecek öğrenim kurumlarının, geleneklere karşıt bir kafa yönü vermelerini önleyemiyorlar.”
Niyazi Berkes'in çeşitli dergilerde yayımlanan ve toplantılarda sunulan makale ve bildirilerinden oluşan Felsefe ve Toplumbilim Yazıları; Eski Yunan düşününden, Osmanlı ve Türkiye modernleşmesine, kişisel anılardan, Rusya ve ABD'de toplumbilim akımlarına kadar oldukça geniş bir alanı içine alıyor. Berkes'in yerinde tespitleri incelenen dönemi anlamanın yanında günümüze de ışık tutabilecek niteliğiyle keyifli bir okuma vadediyor.