Vücudunun özgül ağırlığı sudan hafif olduğu için her insan suda batmadan rahatça yüzeyde kalabilir. Bu olgusal gerçekten hareketle bir ilkyardım kitabında yüzme bilmeyenlere şu öğütler veriliyor:
“1- Suya düşünce paniğe kapılmayın; suyun kaldırma gücü sizi suyun yüzeyine çıkaracaktır. İlk yapacağınız iş ağzınızı kapatmak olsun. 2- Hızla üzerinizdeki tüm giysileri çıkartın. 3- Ağzınızı ve burnunuzu kapatarak -çünkü su yutarsanız özgül ağırlığınız artar ve dibe batarsınız- suyun sizi yüzeye çıkarmasını bekleyin.”
Verilen bu öğütlerin hepsi de doğru öğütler!... Ancak bu doğru öğütlerin pratikte uygulanma şansları hemen hemen hiç yok. Nitekim her yıl binlerce yüzme bilmeyen kişinin suda boğuldukları biliniyor. Neden? Çünkü insanlar yürürken atmosfer basıncını yenmek için belli bir tarzda güç harcayarak adım atmak zorundalar. Dolayısıyla hareket refleksleri belli alışkanlıklar yönünde koşullanmıştır. Suya düşen yüzme bilmeyen kişi, karada alıştığı hareket reflekslerini hemen terk edemez. Suyun içinde yere basar gibi hareket etmeye ve debelenmeye başlar. Böylece kendisini suyun dibine iter, su yutmaya başlar - özgül ağırlığı artar- ve boğulur.
Yüzmeyle ilgili olarak yukarıda söylenenler, genelde felsefe için de tümüyle geçerli. Her insan doğal yetileri ve zihin kapasitesi açısından –organik, ruhsal bir bozukluğu yoksa– felsefe yapabilir. Ancak bir koşulla: felsefe öğrenen kişiye eski düşünce alışkanlıklarını terk etmesi öğretilmelidir. Tıpkı yüzme öğrenen kişiye ilk önce karadaki hareket reflekslerini terk etmesinin öğretilmesi gibi!
Vücudunun özgül ağırlığı sudan hafif olduğu için her insan suda batmadan rahatça yüzeyde kalabilir. Bu olgusal gerçekten hareketle bir ilkyardım kitabında yüzme bilmeyenlere şu öğütler veriliyor:
“1- Suya düşünce paniğe kapılmayın; suyun kaldırma gücü sizi suyun yüzeyine çıkaracaktır. İlk yapacağınız iş ağzınızı kapatmak olsun. 2- Hızla üzerinizdeki tüm giysileri çıkartın. 3- Ağzınızı ve burnunuzu kapatarak -çünkü su yutarsanız özgül ağırlığınız artar ve dibe batarsınız- suyun sizi yüzeye çıkarmasını bekleyin.”
Verilen bu öğütlerin hepsi de doğru öğütler!... Ancak bu doğru öğütlerin pratikte uygulanma şansları hemen hemen hiç yok. Nitekim her yıl binlerce yüzme bilmeyen kişinin suda boğuldukları biliniyor. Neden? Çünkü insanlar yürürken atmosfer basıncını yenmek için belli bir tarzda güç harcayarak adım atmak zorundalar. Dolayısıyla hareket refleksleri belli alışkanlıklar yönünde koşullanmıştır. Suya düşen yüzme bilmeyen kişi, karada alıştığı hareket reflekslerini hemen terk edemez. Suyun içinde yere basar gibi hareket etmeye ve debelenmeye başlar. Böylece kendisini suyun dibine iter, su yutmaya başlar - özgül ağırlığı artar- ve boğulur.
Yüzmeyle ilgili olarak yukarıda söylenenler, genelde felsefe için de tümüyle geçerli. Her insan doğal yetileri ve zihin kapasitesi açısından –organik, ruhsal bir bozukluğu yoksa– felsefe yapabilir. Ancak bir koşulla: felsefe öğrenen kişiye eski düşünce alışkanlıklarını terk etmesi öğretilmelidir. Tıpkı yüzme öğrenen kişiye ilk önce karadaki hareket reflekslerini terk etmesinin öğretilmesi gibi!