Felsefenin Başlangıç İlkeleri'nde sınıfların ve ekonomik koşulların kökenlerini gözardı edemeyiz. Birinci büyük iş bölümümdeki tarihsel süreç içerisinde toplumun evrimine bakıldığında, insanların bir dönem sınıfsız toplumlar halinde yaşamış oldukları belirlenir. Bizler de, her şeyin kökenini araştırmayı ilke olarak benimsemiş olan diyalektiğin yolunu izlersek, belli bir dönemde sınıfların varolmadığını saptarız.
Engels; Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni adını taşıyan yapıtında şunları kaydediyor; "Toplumların geçmişteki tüm aşamalarında üretim, tam anlamıyla ortaklaşaydı. Bu aşamada sınıflardan söz edilemez; tüketim anlamındaki bölüşüm de eşitlikçiydi."
Felsefenin Başlangıç İlkeleri'nde sınıfların ve ekonomik koşulların kökenlerini gözardı edemeyiz. Birinci büyük iş bölümümdeki tarihsel süreç içerisinde toplumun evrimine bakıldığında, insanların bir dönem sınıfsız toplumlar halinde yaşamış oldukları belirlenir. Bizler de, her şeyin kökenini araştırmayı ilke olarak benimsemiş olan diyalektiğin yolunu izlersek, belli bir dönemde sınıfların varolmadığını saptarız.
Engels; Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni adını taşıyan yapıtında şunları kaydediyor; "Toplumların geçmişteki tüm aşamalarında üretim, tam anlamıyla ortaklaşaydı. Bu aşamada sınıflardan söz edilemez; tüketim anlamındaki bölüşüm de eşitlikçiydi."
