Felsefi Düşünceye Çağrı

Stok Kodu:
9789758774050
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
335
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2012-02
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
9789758774050
405749
Felsefi Düşünceye Çağrı
Felsefi Düşünceye Çağrı
28.00
Türkiye Cumhuriyeti'nin eğitim-öğretim kurumlarında verilen felsefe öğretimi denildiği zaman hemen aklımıza Batı Felsefe Tarihi çerçevesinde düzenlenen kitaplar gelmektedir. Antik Yunan Felsefesinden başlayarak, günümüze kadar geldiği şekliyle öğretilen Batı Felsefesi, biricik ve evrensel düşünce tarihi olarak bizlere sunulmaktadır. İnsanlığın düşünce tarihindeki diğer felsefeler (İslam, Hind, Çin vb) dışlanarak hazırlanan kitapların çoğunluğunun 19. Yüzyılın hakim felsefi akımı olan pozitivizm ile şekillendiği hususu artık herkesin malumudur. Oysa H. J. Stroig'in tarifiyle, eğer, "Felsefe, varoluşun -hem dış dünyanın ve hem de insanın iç dünyasının- gizini düşünerek çözme uğraşı ise, düşünce tarihi, elimizdeki yazılı belgelerden çok daha eski bir tarihte başlamış olmalıdır. Halbuki hikemi bilgiye/tılsımlı taşa ulaşmanın yolunu salt pozitivist bakış açısına indirgersek, ortaya bir sürü taş kafalı felsefecilerin çıkması doğaldır. Bir dogma şeklinde dayatılan pozitivist öğretiye karşı, felsefeci, son tahlilde, bu bakış açısını da tahlil ederek, farklı alternatifler sunmalıdır."
Türkiye Cumhuriyeti'nin eğitim-öğretim kurumlarında verilen felsefe öğretimi denildiği zaman hemen aklımıza Batı Felsefe Tarihi çerçevesinde düzenlenen kitaplar gelmektedir. Antik Yunan Felsefesinden başlayarak, günümüze kadar geldiği şekliyle öğretilen Batı Felsefesi, biricik ve evrensel düşünce tarihi olarak bizlere sunulmaktadır. İnsanlığın düşünce tarihindeki diğer felsefeler (İslam, Hind, Çin vb) dışlanarak hazırlanan kitapların çoğunluğunun 19. Yüzyılın hakim felsefi akımı olan pozitivizm ile şekillendiği hususu artık herkesin malumudur. Oysa H. J. Stroig'in tarifiyle, eğer, "Felsefe, varoluşun -hem dış dünyanın ve hem de insanın iç dünyasının- gizini düşünerek çözme uğraşı ise, düşünce tarihi, elimizdeki yazılı belgelerden çok daha eski bir tarihte başlamış olmalıdır. Halbuki hikemi bilgiye/tılsımlı taşa ulaşmanın yolunu salt pozitivist bakış açısına indirgersek, ortaya bir sürü taş kafalı felsefecilerin çıkması doğaldır. Bir dogma şeklinde dayatılan pozitivist öğretiye karşı, felsefeci, son tahlilde, bu bakış açısını da tahlil ederek, farklı alternatifler sunmalıdır."
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat