"Ahundzade (Ahundov) yalnız Azerbaycan'ın değil, yalnız Doğu'nun, Şark'ın, Asya'nın ve Afrika'nın değil, bütün insanlığın malıdır ve bütün insanlığın övüneceği çok büyük bir yazar, çok büyük bir mütefekkirdir. Ahundzade Azeri halkı için belki, çok yüksek bir gelecektir, bir ananedir. Siz onun ananesi izinde yürüyorsunuz. Ama bizde Ahundzade ölmedi yaşıyor, dipdiri yaşıyor ve bizde irtica var, irticayı besleyen kuvvetlere karşı dövüşüyor ve çarpışıyor. Bunu bir hayal diye söylemiyorum. Rusların dediği gibi, bu biraz obraz (hayal) değil, bir gerçek. Nazım Hikmet Çağdaş Azeri edebiyatının kurucusu, Türk-İslâm dünyasının ilk dram yazarı, alfabe ıslahatçısı ve düzenleyicisi, şair, eleştirmen, düşünür. Ahundov, Azeri Türkçesini, Türkiye Türkçesini, Arapçayı, Farsçayı ve Rusçayı çok iyi biliyordu. Arap harflerinin Türkçeye uygun olmadığını düşünerek önce bu alfabenin ıslahını, daha sonra ise tümüyle değiştirilerek Latin alfabesine geçilmesi gerektiğini savundu. Arka arkaya dört alfabe hazırladı. Hazırladığı alfabe projesini, 1863 yılında İstanbul'a gelerek sadrazam Fuat Paşa'ya sundu.
"Ahundzade (Ahundov) yalnız Azerbaycan'ın değil, yalnız Doğu'nun, Şark'ın, Asya'nın ve Afrika'nın değil, bütün insanlığın malıdır ve bütün insanlığın övüneceği çok büyük bir yazar, çok büyük bir mütefekkirdir. Ahundzade Azeri halkı için belki, çok yüksek bir gelecektir, bir ananedir. Siz onun ananesi izinde yürüyorsunuz. Ama bizde Ahundzade ölmedi yaşıyor, dipdiri yaşıyor ve bizde irtica var, irticayı besleyen kuvvetlere karşı dövüşüyor ve çarpışıyor. Bunu bir hayal diye söylemiyorum. Rusların dediği gibi, bu biraz obraz (hayal) değil, bir gerçek. Nazım Hikmet Çağdaş Azeri edebiyatının kurucusu, Türk-İslâm dünyasının ilk dram yazarı, alfabe ıslahatçısı ve düzenleyicisi, şair, eleştirmen, düşünür. Ahundov, Azeri Türkçesini, Türkiye Türkçesini, Arapçayı, Farsçayı ve Rusçayı çok iyi biliyordu. Arap harflerinin Türkçeye uygun olmadığını düşünerek önce bu alfabenin ıslahını, daha sonra ise tümüyle değiştirilerek Latin alfabesine geçilmesi gerektiğini savundu. Arka arkaya dört alfabe hazırladı. Hazırladığı alfabe projesini, 1863 yılında İstanbul'a gelerek sadrazam Fuat Paşa'ya sundu.