Filistin Devrim Sürüyor Filistin Halk Kurtuluş Cephesi

Stok Kodu:
9789750181603
Boyut:
13.50x19.50
Sayfa Sayısı:
320
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2007-05
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
9789750181603
593741
Filistin Devrim Sürüyor
Filistin Devrim Sürüyor Filistin Halk Kurtuluş Cephesi
59.90

Filistin yarası, derin bir yara… Durmadan kanıyor ve kan her akşam ekranlardan evlerimize, oturma odalarımıza dek süzülüp geliyor.
Medya tekelleri ne derse desin, bu topraklar üzerinde yaşayan emekçi insanlar, her zaman bu kanın acısını yüreklerinin derinliklerinde duydular. Zaman zaman yanıltıldılar belki ama içlerinden bir ses onlara her zaman Amerika-İsrail ikilisinin vahşeti konusunda gerçekleri söyledi. Satılık kalemlerin bütün çabalarına karşın bu topraklarda İsrail ve Amerika'ya karşı bir "sevgi" hiçbir zaman yaratılamadı.
"Filistin: Devrim Sürüyor" bu kanayan yaranın ve büyük direnişin Türkiye'de pek bilinmeyen bir cephesini anlatmayı amaçlıyor: Filistin solu!
Son yıllarda, -Siyonizmin bilinçli çabalarına da bağlı olarak- Filistin ve genel olarak Ortadoğu'nun köktendinci akımlarla birlikte anılması neredeyse adet oldu. Filistin'deki demokrat ve devrimci damardan söz etmemek medyanın özellikle tercih ettiği bir şey. O kadar ki, bazen TV haberlerinde gösterilen bir Filistin gösterisinde ortalık tamamen kızıl bayraklarla kaplı olduğunda bile spikerin "bu bayrakların kime ait olduğundan" tek bir sözcükle olsun bahsetmemesi de artık alıştığımız bir durumdur.
Böyle yapılmaktadır, çünkü "sakallı-çarşaflı" bir tablo, Arap olmayan dünyada ve özellikle de Avrupa-Amerika'da korku yaratmak için daha "uygun" bulunmaktadır. "Gözü dönmüş İslami terörist" imgesiyle sıradan Avrupalının ödünü patlatmak, daha da ileri giderek "medeniyetler çatışması" saçmalıklarını canlandırmak ve bu arada en gerici Hıristiyan tarikatlarını devreye sokarak sürekli bir dinsel kışkırtma yaratmak, emperyalizmin Ortadoğu politikalarının olmazsa olmaz ideolojik dayanaklarıdır.
Türkiye'de de manzara böyledir. "Ara sıra 'orantısız güç'(!) kullanmak zorunda kalan" İsrail ile gözü dönmüş fanatik Filistinliler arasında anlamsız bir kör dövüşü… İşte bize sunulan tablo budur! Böylece orta sınıflardan "Beyaz Türkler"in korkuları beslenmekte, bal gibi "şeriatçı" bir cinayet şebekesi olan İsrail devleti parlatılarak sempatikleştirilmeye çalışılmaktadır.
Oysa bu gerçek değil! Hiç değil!
Filistin devrimci hareketi ve onun en güçlü temsilcisi olan Filistin Halk Kurtuluş Cephesi,
hiç de öyle kendi toprağına yabancı, köksüz ve marjinal bir güç değildir; Filistin sorununun tarihi kadar eski bir tarihe sahiptir ve yüksek bir prestiji vardır. FHKC, yalnızca kurucusu Dr. George Habbaş ve şehit Abu Ali Mustafa'nın şahsında bile bütün Arap dünyasında haklı bir saygınlık sahibidir. Ve bu güç, kurulduğu 1967 yılından beri Filistin topraklarında sürdürdüğü kararlı savaş sonucunda her zaman siyasi tablonun göz ardı edilemez bir parçası olmuştur.
Ayrıca FHKC, Türkiye solunun tarihinde de önemli bir yere sahiptir. Türkiye'deki devrimci gruplarla bir kader arkadaşlığı ve derin bir yoldaşlık FHKC ve diğer Filistinli devrimci örgütlerde yaygın bir duygudur. Herhalde bunun en açık kanıtı, Deniz Gezmiş'in şu ünlü Filistin kimliğidir!
İşte bu kitap, Filistin direnişinin bu görülmek ve gösterilmek istenmeyen cephesini ele alıyor ve bunu yaparken de doğrudan FHKC'nin kendi kaynaklarına yöneliyor. FHKC kurucularıyla röportajlar, kongre belgeleri, raporlar, makaleler, mektuplar… Tümü bir arada bize bir örgütün portresini veriyor. Toparlayıcı olması açısından kitaba bir Filistin kronolojisi ve başka bazı ek bilgiler de eklendi. Böylece FHKC'nin belli bir tarihsel tablo içinde anlaşılması sağlanıyor. Ayrıca büyük bir incelik göstererek Türkiyeli okur için kitaba önsöz yazan FHKC kurucusu Dr. George Habbaş, aslında bir önsöz metninin de ötesine geçerek yapıta ciddi bir katkı sunuyor.

Kafasını medyanın kumundan çıkararak "bir başka Filistin'i" görmek isteyen Türkiyeli okura yardımcı olmak umuduyla…

Filistin yarası, derin bir yara… Durmadan kanıyor ve kan her akşam ekranlardan evlerimize, oturma odalarımıza dek süzülüp geliyor.
Medya tekelleri ne derse desin, bu topraklar üzerinde yaşayan emekçi insanlar, her zaman bu kanın acısını yüreklerinin derinliklerinde duydular. Zaman zaman yanıltıldılar belki ama içlerinden bir ses onlara her zaman Amerika-İsrail ikilisinin vahşeti konusunda gerçekleri söyledi. Satılık kalemlerin bütün çabalarına karşın bu topraklarda İsrail ve Amerika'ya karşı bir "sevgi" hiçbir zaman yaratılamadı.
"Filistin: Devrim Sürüyor" bu kanayan yaranın ve büyük direnişin Türkiye'de pek bilinmeyen bir cephesini anlatmayı amaçlıyor: Filistin solu!
Son yıllarda, -Siyonizmin bilinçli çabalarına da bağlı olarak- Filistin ve genel olarak Ortadoğu'nun köktendinci akımlarla birlikte anılması neredeyse adet oldu. Filistin'deki demokrat ve devrimci damardan söz etmemek medyanın özellikle tercih ettiği bir şey. O kadar ki, bazen TV haberlerinde gösterilen bir Filistin gösterisinde ortalık tamamen kızıl bayraklarla kaplı olduğunda bile spikerin "bu bayrakların kime ait olduğundan" tek bir sözcükle olsun bahsetmemesi de artık alıştığımız bir durumdur.
Böyle yapılmaktadır, çünkü "sakallı-çarşaflı" bir tablo, Arap olmayan dünyada ve özellikle de Avrupa-Amerika'da korku yaratmak için daha "uygun" bulunmaktadır. "Gözü dönmüş İslami terörist" imgesiyle sıradan Avrupalının ödünü patlatmak, daha da ileri giderek "medeniyetler çatışması" saçmalıklarını canlandırmak ve bu arada en gerici Hıristiyan tarikatlarını devreye sokarak sürekli bir dinsel kışkırtma yaratmak, emperyalizmin Ortadoğu politikalarının olmazsa olmaz ideolojik dayanaklarıdır.
Türkiye'de de manzara böyledir. "Ara sıra 'orantısız güç'(!) kullanmak zorunda kalan" İsrail ile gözü dönmüş fanatik Filistinliler arasında anlamsız bir kör dövüşü… İşte bize sunulan tablo budur! Böylece orta sınıflardan "Beyaz Türkler"in korkuları beslenmekte, bal gibi "şeriatçı" bir cinayet şebekesi olan İsrail devleti parlatılarak sempatikleştirilmeye çalışılmaktadır.
Oysa bu gerçek değil! Hiç değil!
Filistin devrimci hareketi ve onun en güçlü temsilcisi olan Filistin Halk Kurtuluş Cephesi,
hiç de öyle kendi toprağına yabancı, köksüz ve marjinal bir güç değildir; Filistin sorununun tarihi kadar eski bir tarihe sahiptir ve yüksek bir prestiji vardır. FHKC, yalnızca kurucusu Dr. George Habbaş ve şehit Abu Ali Mustafa'nın şahsında bile bütün Arap dünyasında haklı bir saygınlık sahibidir. Ve bu güç, kurulduğu 1967 yılından beri Filistin topraklarında sürdürdüğü kararlı savaş sonucunda her zaman siyasi tablonun göz ardı edilemez bir parçası olmuştur.
Ayrıca FHKC, Türkiye solunun tarihinde de önemli bir yere sahiptir. Türkiye'deki devrimci gruplarla bir kader arkadaşlığı ve derin bir yoldaşlık FHKC ve diğer Filistinli devrimci örgütlerde yaygın bir duygudur. Herhalde bunun en açık kanıtı, Deniz Gezmiş'in şu ünlü Filistin kimliğidir!
İşte bu kitap, Filistin direnişinin bu görülmek ve gösterilmek istenmeyen cephesini ele alıyor ve bunu yaparken de doğrudan FHKC'nin kendi kaynaklarına yöneliyor. FHKC kurucularıyla röportajlar, kongre belgeleri, raporlar, makaleler, mektuplar… Tümü bir arada bize bir örgütün portresini veriyor. Toparlayıcı olması açısından kitaba bir Filistin kronolojisi ve başka bazı ek bilgiler de eklendi. Böylece FHKC'nin belli bir tarihsel tablo içinde anlaşılması sağlanıyor. Ayrıca büyük bir incelik göstererek Türkiyeli okur için kitaba önsöz yazan FHKC kurucusu Dr. George Habbaş, aslında bir önsöz metninin de ötesine geçerek yapıta ciddi bir katkı sunuyor.

Kafasını medyanın kumundan çıkararak "bir başka Filistin'i" görmek isteyen Türkiyeli okura yardımcı olmak umuduyla…

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat