Zeynel durmadan kardeşine bağırıyordu:
“Vur ulan vur, bu at geberinceye kadar vuracaksın, anladın mı?”
Bunun üzerine Ali Rıza elindeki sopayı Fırtına'nın karın boşluğuna defalarca indirip durdu. Kaburgalarından bir ya da birkaçının kırıldığı kesindi. Yine de bu acı ile at ayağa kalkmaya çalışıyor, kalkar kalmaz da ön ayaklarına ve arka bacaklarına darbeler inmeye başlayınca tekrar yere çökmek zorunda kalıyordu. Oğullarına yalvarıp duruyordu, Gülbahar:
“Vurmayın, yazıktır, öldüreceksiniz zavallı atı!”
Köy ve kent romanı arasında fark kalmadığının düşünüldüğü, köy romancılığının özlendiği bir dönemde ki ben özlüyorum Ali Gümüş'ün Fırtına adlı romanı klasiklerle özdeşleşebilecek bir roman olarak ilgi göreceğini düşünüyorum.
Kitaba ismini veren Fırtına isimli at, köye gelin gelen Gülbahar, eşi Mahmut ve diğer köylüler; insanların doğayla ilişkilerindeki çabaları, korkuları, insanlar arasındaki düşmanlıkları ve dayanışmaları inanılmaz güzellikte işlenmiş.
Cem Duman
Zeynel durmadan kardeşine bağırıyordu:
“Vur ulan vur, bu at geberinceye kadar vuracaksın, anladın mı?”
Bunun üzerine Ali Rıza elindeki sopayı Fırtına'nın karın boşluğuna defalarca indirip durdu. Kaburgalarından bir ya da birkaçının kırıldığı kesindi. Yine de bu acı ile at ayağa kalkmaya çalışıyor, kalkar kalmaz da ön ayaklarına ve arka bacaklarına darbeler inmeye başlayınca tekrar yere çökmek zorunda kalıyordu. Oğullarına yalvarıp duruyordu, Gülbahar:
“Vurmayın, yazıktır, öldüreceksiniz zavallı atı!”
Köy ve kent romanı arasında fark kalmadığının düşünüldüğü, köy romancılığının özlendiği bir dönemde ki ben özlüyorum Ali Gümüş'ün Fırtına adlı romanı klasiklerle özdeşleşebilecek bir roman olarak ilgi göreceğini düşünüyorum.
Kitaba ismini veren Fırtına isimli at, köye gelin gelen Gülbahar, eşi Mahmut ve diğer köylüler; insanların doğayla ilişkilerindeki çabaları, korkuları, insanlar arasındaki düşmanlıkları ve dayanışmaları inanılmaz güzellikte işlenmiş.
Cem Duman