Doğduğum, büyüdüğüm ve her zaman özlem duyduğum Adana'dan; Mersin, Çukurova ve Toroslardan toplamaya başladığım (1956) bu türküler derlemesini, daha sonra bütün Türkiye'ye ve Türkiye dışındaki Türk dünyasına da genişleterek (çok az örnekle) İstanbul'da tamamladım (1998). Bu çalışmamda bazı eksik türküler görülürse, ki görülecektir, onlar, bugüne kadar yakılmış ve söylenmiş özün özü halkın malı olan, derlediğim yirmi bini aşkın türkünün ancak bir bölümünü içine almasından kaynaklanmıştır. Bu çalışmaya başlamamda, yüz yaşına yakın ölen anneannemin (dolaylı olarak) büyük etkisi ve katkısı olmuştur. Çünkü anneannem, gizli bir türkü yakıcısı idi. Ayrıca, kendine özgü sesiyle çok güzel Doğu Anadolu, Türkmen ve Azerî türküleri de söylerdi. Kırk iki yılı aşkın bir çabanın ürünü olan bu çalışmayı, çileli Anadolu kadını anneanneme ve onun gibi bu derlemeye katkıları olan, gördüğüm, tanıdığım, konuştuğum bütün köylü-kentli, dağlı-ovalı, yaşlı-genç, kadın-erkek ‘türkü yakıcıları'na armağan ediyorum.
-Nurer Uğurlu-
Doğduğum, büyüdüğüm ve her zaman özlem duyduğum Adana'dan; Mersin, Çukurova ve Toroslardan toplamaya başladığım (1956) bu türküler derlemesini, daha sonra bütün Türkiye'ye ve Türkiye dışındaki Türk dünyasına da genişleterek (çok az örnekle) İstanbul'da tamamladım (1998). Bu çalışmamda bazı eksik türküler görülürse, ki görülecektir, onlar, bugüne kadar yakılmış ve söylenmiş özün özü halkın malı olan, derlediğim yirmi bini aşkın türkünün ancak bir bölümünü içine almasından kaynaklanmıştır. Bu çalışmaya başlamamda, yüz yaşına yakın ölen anneannemin (dolaylı olarak) büyük etkisi ve katkısı olmuştur. Çünkü anneannem, gizli bir türkü yakıcısı idi. Ayrıca, kendine özgü sesiyle çok güzel Doğu Anadolu, Türkmen ve Azerî türküleri de söylerdi. Kırk iki yılı aşkın bir çabanın ürünü olan bu çalışmayı, çileli Anadolu kadını anneanneme ve onun gibi bu derlemeye katkıları olan, gördüğüm, tanıdığım, konuştuğum bütün köylü-kentli, dağlı-ovalı, yaşlı-genç, kadın-erkek ‘türkü yakıcıları'na armağan ediyorum.
-Nurer Uğurlu-