Fransız Devrimi ne kadar yaygın tartışılmış olursa olsun, tartışma genelde burjuvazinin, eski feodal-aristokratik regime'e meydan okurken, yerine kapitalist üretim tarzına uygun liberal burjuva siyasal ve toplumsal düzeni geçirmek istediği bir “burjuva” devrimi olduğunu söyleyen yanlış bir öncüle dayanıyordu. Yazarın gördüğü kadarıyla, bu perspektifin büyük hatası, on sekizinci yüzyıl Fransız burjuvazisi ve aristokrasisinin temelde iki düşman sınıf olduğuna dair yanlış görüşten kaynaklanıyor. Oysa (ona göre) eski toplumsal düzeni neredeyse olduğu gibi bırakırken, devletin maddi kaynaklarını sömürmekteki ortak çıkarları bu iki sınıfı birbirine bağlıyordu. Dolayısıyla, Fransız Devrimi'nin savaşım verdiği büyük sorun (yazar bunun önemini hiçbir biçimde inkâr etmiyor), Lefebvre, Soboul ve diğer “toplumsal yorumcular”ın savundukları gibi, eski “feodal” düzenin kökünü kazımak değildi. Daha çok, aristokrasinin horlanan küçük ortakları olan burjuvaziye, hem aristokratik imtiyazların hem de Kral'ın mutlak gücünün sonunda yok edilmesini içeren devletin siyasal kontrolünde daha büyük – ve son tahlilde baskın – bir rol vermekti. Alfred Cobban, “toplumsal yorumcular” ya da “Ortodoks” Marksist tarihçiler okulunun bu yanlışını ilk kez teşhir ettiği için yazarın övgüsünü kazanmıştır. Yine de yazar devamında, ne onun ne de onun yolundan giden Fransız ve Amerikalı “revizyonistler”in Fransız Devrimi'nin gerçekte ne olduğuna ilişkin kabul edilebilir alternatif bir açıklama getirmediklerini öne sürmüştür. Dolayısıyla, Dr. Comninel'in kitabının başlıca amacı, bütün bu sorunu hem kökeni hem de muhtemel kesin çözümüyle birlikte yeniden keşfetmektir.
Fransız Devrimi ne kadar yaygın tartışılmış olursa olsun, tartışma genelde burjuvazinin, eski feodal-aristokratik regime'e meydan okurken, yerine kapitalist üretim tarzına uygun liberal burjuva siyasal ve toplumsal düzeni geçirmek istediği bir “burjuva” devrimi olduğunu söyleyen yanlış bir öncüle dayanıyordu. Yazarın gördüğü kadarıyla, bu perspektifin büyük hatası, on sekizinci yüzyıl Fransız burjuvazisi ve aristokrasisinin temelde iki düşman sınıf olduğuna dair yanlış görüşten kaynaklanıyor. Oysa (ona göre) eski toplumsal düzeni neredeyse olduğu gibi bırakırken, devletin maddi kaynaklarını sömürmekteki ortak çıkarları bu iki sınıfı birbirine bağlıyordu. Dolayısıyla, Fransız Devrimi'nin savaşım verdiği büyük sorun (yazar bunun önemini hiçbir biçimde inkâr etmiyor), Lefebvre, Soboul ve diğer “toplumsal yorumcular”ın savundukları gibi, eski “feodal” düzenin kökünü kazımak değildi. Daha çok, aristokrasinin horlanan küçük ortakları olan burjuvaziye, hem aristokratik imtiyazların hem de Kral'ın mutlak gücünün sonunda yok edilmesini içeren devletin siyasal kontrolünde daha büyük – ve son tahlilde baskın – bir rol vermekti. Alfred Cobban, “toplumsal yorumcular” ya da “Ortodoks” Marksist tarihçiler okulunun bu yanlışını ilk kez teşhir ettiği için yazarın övgüsünü kazanmıştır. Yine de yazar devamında, ne onun ne de onun yolundan giden Fransız ve Amerikalı “revizyonistler”in Fransız Devrimi'nin gerçekte ne olduğuna ilişkin kabul edilebilir alternatif bir açıklama getirmediklerini öne sürmüştür. Dolayısıyla, Dr. Comninel'in kitabının başlıca amacı, bütün bu sorunu hem kökeni hem de muhtemel kesin çözümüyle birlikte yeniden keşfetmektir.