Latin Amerika edebiyatının önde gelen eleştirmenlerinden Gerald Martin, Cambridge Üniversitesi yayını olarak basılanGabriel García Márquez'e Girişadlı bu kitabında, Márquez'i ve yapıtlarını hem tanıtıyor, analiz ediyor hem yer yer sertçe eleştiriyor. Ama tüm sert eleştirilerine rağmen García Márquez'in usta yazarlığı önünde şapka çıkarmadan da yapamıyor. Kitabı da aşağıdaki övgü dolu paragrafıyla noktalıyor.
“İnsanın yalnızca bir hayatı vardır. Bunun anlamı, doğduğumuz andan itibaren adaleti hak ettiğimiz ve hem kendimiz hem başkaları için onun uğruna mücadele etmemiz gerektiğidir; ama bir yandan da her fırsatı değerlendirerek hayatın tadını çıkarmamız lazımdır. Kariyerinin başındaki eserlerde davayı açıkça savunmadığı için García Márquez'i lanetleyen solcu eleştirmenler, Bahtinci karnavalesk görüşü de, aynı şekilde, daima lanetlemişlerdir. Bu görüşe göre karnaval, insanların baskıdan (ya da iktidardan) kısa bir süre de olsa kaçarak hayatın şiddetini, parlaklığını, hatta (en çok da aşk ile vücuda gelen) geçiciliğini kutlamalarının bir yoludur. Hiçbir yazar bu kavramları García Márquez kadar etkili biçimde aktarmamıştır, onu bu yüzden okuruz ve elbette bizden çok sonraki nesillerin dünyadaki tek şanslarını değerlendirdikleri gelecekte de okunmaya devam edecektir.”
Latin Amerika edebiyatının önde gelen eleştirmenlerinden Gerald Martin, Cambridge Üniversitesi yayını olarak basılanGabriel García Márquez'e Girişadlı bu kitabında, Márquez'i ve yapıtlarını hem tanıtıyor, analiz ediyor hem yer yer sertçe eleştiriyor. Ama tüm sert eleştirilerine rağmen García Márquez'in usta yazarlığı önünde şapka çıkarmadan da yapamıyor. Kitabı da aşağıdaki övgü dolu paragrafıyla noktalıyor.
“İnsanın yalnızca bir hayatı vardır. Bunun anlamı, doğduğumuz andan itibaren adaleti hak ettiğimiz ve hem kendimiz hem başkaları için onun uğruna mücadele etmemiz gerektiğidir; ama bir yandan da her fırsatı değerlendirerek hayatın tadını çıkarmamız lazımdır. Kariyerinin başındaki eserlerde davayı açıkça savunmadığı için García Márquez'i lanetleyen solcu eleştirmenler, Bahtinci karnavalesk görüşü de, aynı şekilde, daima lanetlemişlerdir. Bu görüşe göre karnaval, insanların baskıdan (ya da iktidardan) kısa bir süre de olsa kaçarak hayatın şiddetini, parlaklığını, hatta (en çok da aşk ile vücuda gelen) geçiciliğini kutlamalarının bir yoludur. Hiçbir yazar bu kavramları García Márquez kadar etkili biçimde aktarmamıştır, onu bu yüzden okuruz ve elbette bizden çok sonraki nesillerin dünyadaki tek şanslarını değerlendirdikleri gelecekte de okunmaya devam edecektir.”