İkinci El
Kuşkusuz zordur deneme. Bilgi, emek, sabır, dahası pirenin sekişine denk bir kalem kıvraklığı ister. Deneyenin bilgeliği ve birikimi belirler, denemenin ufkuna kaç yelkenlinin girip kaç sandalın uzaklaşacağını. "Kör kuyularda merdivensiz" bırakılan okurun görünmez can simitlerine tutunarak ne zaman limana yanaşacağını sezdiren de denemecinin ta kendisidir. Denemeyi önemli kılan ve diğer edebiyat türleri arasında öne çıkartan da bu zorluğu değil midir zaten? Bir başka açıdan bakıldığında deneme, bütün edebiyat türlerinin de çıkış noktasıdır aslında. Kolay yazılıyor gibi görünse de, derinlemesine bir birikim gerektirdiği için deneyen kadar denenenin de ârif olması elzemdir. Çünkü düşüncenin yedi rengi, denemenin çatısı altında kanat çırpar ve serpilir. Kimi zaman teoriye, kimi zaman da teorinin gerektirdiği bütün alt bilgilere zemin hazırlar. Romanları, hikâyeleri, oyunları ve günlükleriyle okurunun gönlünde sağlam bir yer edinen Adalet Ağaoğlu'nun aynı zamanda usta bir denemeci olduğunu bilen biliyor zaten. Bu denemeleri, sadece deneme olarak görmek de doğru değil ayrıca. Denemenin can simidi olan "değini" kavramını Türk edebiyatına armağan eden de Ağaoğlu'ndan başkası değildir. Bunu henüz bilmeyenlerin öğrenmesi için bu kitap iyi bir fırsat...
İkinci El
Kuşkusuz zordur deneme. Bilgi, emek, sabır, dahası pirenin sekişine denk bir kalem kıvraklığı ister. Deneyenin bilgeliği ve birikimi belirler, denemenin ufkuna kaç yelkenlinin girip kaç sandalın uzaklaşacağını. "Kör kuyularda merdivensiz" bırakılan okurun görünmez can simitlerine tutunarak ne zaman limana yanaşacağını sezdiren de denemecinin ta kendisidir. Denemeyi önemli kılan ve diğer edebiyat türleri arasında öne çıkartan da bu zorluğu değil midir zaten? Bir başka açıdan bakıldığında deneme, bütün edebiyat türlerinin de çıkış noktasıdır aslında. Kolay yazılıyor gibi görünse de, derinlemesine bir birikim gerektirdiği için deneyen kadar denenenin de ârif olması elzemdir. Çünkü düşüncenin yedi rengi, denemenin çatısı altında kanat çırpar ve serpilir. Kimi zaman teoriye, kimi zaman da teorinin gerektirdiği bütün alt bilgilere zemin hazırlar. Romanları, hikâyeleri, oyunları ve günlükleriyle okurunun gönlünde sağlam bir yer edinen Adalet Ağaoğlu'nun aynı zamanda usta bir denemeci olduğunu bilen biliyor zaten. Bu denemeleri, sadece deneme olarak görmek de doğru değil ayrıca. Denemenin can simidi olan "değini" kavramını Türk edebiyatına armağan eden de Ağaoğlu'ndan başkası değildir. Bunu henüz bilmeyenlerin öğrenmesi için bu kitap iyi bir fırsat...