Dizlerimi dayadım yere. Önüme konan şaraptan bir daha, bir daha çekip avuçlarımı vurdum zemine. Omuzlarımı titrettim, çingeneler gırnatalarına üfledikçe. Keman yaylarında uzandım bir süre. Darbukaların içinde gerdan kırdım, tek tek. “Vur patlasın, çal oynasın be!” diye naralarla göbek attım. Kimin düğünü varsa çağırdılar, gittim. Her kadehte bir yudum hakkım vardı, bir damlasını bile boşa harcamadım, çektim. Çektim hayatı içime. Çektim ki dursun diye, sıkı sıkı tutayım içimde diye. Güneş doğmasın istedim artık, dönmesin istedim başımın üstünde ve her kadehe girip şarap denizinde iyice yüzdükten sonra güneşe karşılık hayatı yakmaya karar verdim. Büyük bir ateşle karşılamalıydım güneşi, kıskandırıp defetmeliydim sokaklarımdan, başımın üstünden. Ama tam tutuşturmuştum ki geldiler, ardıma düştüler, kovaladılar ve yakalayınca da yerlere yatırıp sürüklediler. Alevlerin ortasından çıkarıp aldılar beni.
Dizlerimi dayadım yere. Önüme konan şaraptan bir daha, bir daha çekip avuçlarımı vurdum zemine. Omuzlarımı titrettim, çingeneler gırnatalarına üfledikçe. Keman yaylarında uzandım bir süre. Darbukaların içinde gerdan kırdım, tek tek. “Vur patlasın, çal oynasın be!” diye naralarla göbek attım. Kimin düğünü varsa çağırdılar, gittim. Her kadehte bir yudum hakkım vardı, bir damlasını bile boşa harcamadım, çektim. Çektim hayatı içime. Çektim ki dursun diye, sıkı sıkı tutayım içimde diye. Güneş doğmasın istedim artık, dönmesin istedim başımın üstünde ve her kadehe girip şarap denizinde iyice yüzdükten sonra güneşe karşılık hayatı yakmaya karar verdim. Büyük bir ateşle karşılamalıydım güneşi, kıskandırıp defetmeliydim sokaklarımdan, başımın üstünden. Ama tam tutuşturmuştum ki geldiler, ardıma düştüler, kovaladılar ve yakalayınca da yerlere yatırıp sürüklediler. Alevlerin ortasından çıkarıp aldılar beni.