Çimenler üzerine sürtüyor çıtalarım.
Kullanılmışlığın hoyrat hisleri süzülüyor
buruşmuş tenimden.
Koşuyor, koşuyor atıyor naif çizgilerimi
yerden yere. Kaç kez çakılıyorum,
kaç kez otağına düşüyorum bağların,
duymuyor!
Kollarımın gıdıklandığını hissettiğimde
aralıyorum gözlerimi. Bir his, boşluk hissi,
aidiyetliğini bulmanın o özgür, o mavi hissi.
Yanaklarıma iliştirdiğim gülüşüm.
Süzülüyorum, süzülüyorum,
süzülüyorum mevsimlerce...
Yemyeşil bir gökyüzünde süzülen
başıboş bir uçurtma kalbim...
Dikkatsiz bir çocuk
beni kavakların kuru bağrına terk etti...
Çimenler üzerine sürtüyor çıtalarım.
Kullanılmışlığın hoyrat hisleri süzülüyor
buruşmuş tenimden.
Koşuyor, koşuyor atıyor naif çizgilerimi
yerden yere. Kaç kez çakılıyorum,
kaç kez otağına düşüyorum bağların,
duymuyor!
Kollarımın gıdıklandığını hissettiğimde
aralıyorum gözlerimi. Bir his, boşluk hissi,
aidiyetliğini bulmanın o özgür, o mavi hissi.
Yanaklarıma iliştirdiğim gülüşüm.
Süzülüyorum, süzülüyorum,
süzülüyorum mevsimlerce...
Yemyeşil bir gökyüzünde süzülen
başıboş bir uçurtma kalbim...
Dikkatsiz bir çocuk
beni kavakların kuru bağrına terk etti...