Kerimbek Kadırakunov, Kırgız şiirinin günümüzdeki temsilcilerinden biri olarak, esas mesleği otomobil mühendisliği olmasına rağmen edebiyatın tozlu yollarına uğramadan geçememiş bir şairdir. Kırgızistan'da yaşadığım yıllarda da ismini duymamış olmam dolayısıyla, yakın zamanda bana çevirmem için şiirlerini gönderen bir şairle ilk defa teşrik-i mesai yapacak olmamız, beni biraz heyecanlandırmıştı. İşi sayılarla, çizimlerle uğraşmak olan bir adam acaba gerçekten de şair miydi, yoksa "adım - sanım duyulsun" diye hareket eden biri miydi? Buna benzer duygu ve düşünceler içinde şiirlerini okumaya başladıkça, ilk düşüncemin daha ağır bastığını gördüm.
Kerimbek Kadırakunov, ağırbaşlı, güleç yüzlü, simasında çeşitli sıkıntılar çekmiş olmanın bıraktığı izleriyle bende farklı bir etsir bırakmıştı. Onun önayak olmasıyla, çalışmalarını Türkçeye aktardığımdan dolayı gıyaben tanıdığım ya da henüz bir tanışıklığımızın olmadığı birçok Kırgız edebiyatçıyla bir araya gelme imkanı da buldum. Böylelikle, onun esas mesleği mühendislik olmasına rağmen, şiir yazmaya geçici bir heves olarak bakmadığını da görmüş oldum. Eserini okuduğu edebiyatçı hakkında, kafasında çeşitli sorular oluşan her okur gibi, ben de kafamdaki soruların bir kısmının cevabını hediye ettiği kitabını okumaya başladıktan sonra bulmuştum. Kerimbek Kadırakunov, şiirlerini ince hesaplarla uğraşan bir mühendisin titizliği içinde kaleme alıyordu.
Kerimbek Kadırakunov, Kırgız şiirinin günümüzdeki temsilcilerinden biri olarak, esas mesleği otomobil mühendisliği olmasına rağmen edebiyatın tozlu yollarına uğramadan geçememiş bir şairdir. Kırgızistan'da yaşadığım yıllarda da ismini duymamış olmam dolayısıyla, yakın zamanda bana çevirmem için şiirlerini gönderen bir şairle ilk defa teşrik-i mesai yapacak olmamız, beni biraz heyecanlandırmıştı. İşi sayılarla, çizimlerle uğraşmak olan bir adam acaba gerçekten de şair miydi, yoksa "adım - sanım duyulsun" diye hareket eden biri miydi? Buna benzer duygu ve düşünceler içinde şiirlerini okumaya başladıkça, ilk düşüncemin daha ağır bastığını gördüm.
Kerimbek Kadırakunov, ağırbaşlı, güleç yüzlü, simasında çeşitli sıkıntılar çekmiş olmanın bıraktığı izleriyle bende farklı bir etsir bırakmıştı. Onun önayak olmasıyla, çalışmalarını Türkçeye aktardığımdan dolayı gıyaben tanıdığım ya da henüz bir tanışıklığımızın olmadığı birçok Kırgız edebiyatçıyla bir araya gelme imkanı da buldum. Böylelikle, onun esas mesleği mühendislik olmasına rağmen, şiir yazmaya geçici bir heves olarak bakmadığını da görmüş oldum. Eserini okuduğu edebiyatçı hakkında, kafasında çeşitli sorular oluşan her okur gibi, ben de kafamdaki soruların bir kısmının cevabını hediye ettiği kitabını okumaya başladıktan sonra bulmuştum. Kerimbek Kadırakunov, şiirlerini ince hesaplarla uğraşan bir mühendisin titizliği içinde kaleme alıyordu.