Görsel Kayıt Visual Log Le Corbusier Yapıtdökümüne Bir Bakış A Gaze at Le Corbusier's Oeuvre

Stok Kodu:
9789757953142
Boyut:
19.50x29.00
Sayfa Sayısı:
200
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2012-03
Kapak Türü:
Ciltli
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
İngilizce
KARGO BEDAVA
9789757953142
621008
Görsel Kayıt Visual Log
Görsel Kayıt Visual Log Le Corbusier Yapıtdökümüne Bir Bakış A Gaze at Le Corbusier's Oeuvre
89.90

Le Corbusier modern dünyanın müfredat esasına dayalı standart eğitimi yerine ancak premodern dünyanın soylu sınıflarına nasip olmuş kişiye özel eğitimi, modern dünya içinde kendi inisiyatifiyle kurgulamış ayrıcalıklı bir mimardır. Le Corbusier kuşağının yetişmesinde kayda değer katkılarda bulunmuş olan Auguste Perret ve Peter Behrens'le genç yaşında birlikte çalışma fırsatı bulmuş olmasının yanı sıra Doğu Seyahatin'de bu kapsamda görmek ve mimari dağarcığını ve görgüsünü genişlettiği bir eğitim programının kişiye özel dilimleri olarak değerlendirmek gerekiyor. Bu perspektifi gözönünde bulundurarak konferansın konusunu "mimarın formasyonunun oluşumunda seyahatin ve görgünün rolü" olarak saptadık.
Le Corbusier sadece gelecek kuşaklar üzerinde iz bırakmış mimarların önde geleni olmakla kalmaz, onun mimarlığı aynı zamanda modern mimarinin başlıca sorunsallarının özeti gibidir adeta. Üstelik sadece geçmişin değil geleceğin de özetidir. Önüne koyduğu ve mimarlığına yön veren temel sorunsallar Modern Mimarlığın uğraşmaktan hala vazgeçemediği başlıca temaları oluşturdukları kadar birbirleriyle rekabet halindeki kümelenmelerin de angajman eksenlerini çizerler.
Öyle ki Aldo Rossi ya da Louis Kahn ve Paul Rudolph kadar kütle kompozisyonuyla; günümüz Alman Isviçresi ekolü kadar yüzeyin derinliği ile; neredeyse Louis Kahn ve Tadao Ando gibi ışık ile; Bruno Taut ya da Louis Barragan'dan bile yoğun hatta kendine has bir renk kartelası oluşturacak kadar renk ile uğraşmış bir mimar olacaktır bu kişiye özel eğitimi tamamlayıp mezun olduktan sonra. Böylelikle, modern mimarlığın akla atfedilen unsurlarıyla olduğu kadar duyulara dokunmayı da tercih etmiş mimari eğilimlerinin de farklı türden duyarlılıklarıyla rezonans içinde kalabilmiştir.
Dolayısıyla onun mimarlığı sadece Colin Rowe'nin ünlü makalesinde "fransparency" olarak adlandıracağı ve mimarideki karşılığını Le Corbusier aracılığıyla örnekleyeceği tek tek işlerdeki mekansal katmanlaşma bakımından değil, modern mimarlığın ezeli ve ebedi temaları ile aynı anda yüzleşmeyi göze alması bakımından da çok katmanlıdır ve yine Colin Rowe'daki anlamıyla fenomenal imkanlarla yüklüdür.
...
Le Corbusier is a special architect who, on his own initiative, conceived for the modern world a customized education, enjoyed only by noble classes of the pre-modern world, instead of the modern world's standard education system based on the principal of the curriculum. He had the opportunity to work at a young age with Auguste Perret and Peter Behrens whose contributions are notable in the raising of Le Corbusier's generation; apart from this fact one must view Le Corbusier's Journey to the East within the abovementioned context and regard his architectural vocabulary and acquired knowledge as customized segments of an education program he expanded. Taking this perspective into account, we chose the conference's subject to be: "the role of travel and acquired knowledge in the architect's development."
Not only is Le Corbusier the most prominent of architects who have left their stamps on subsequent generations, his architecture is virtually a summary of the principal problematics of modern architecture; and what's more, a summary not only of the past but of the future as well. The fundamental problematics that he questioned and that shaped his architecture not only constitute the principal themes which still occupy Modern Architecture, they also draw the axes of engagement of clusters competing with one another.
So much so that after having completed this customized education and graduated the architect will have dealt with the composition of the mass as much as Aldo Rossi or Louis Kahn and Paul Rudolph; with depth of surface as much as the present German Swiss school; with light almost like Louis Kahn and Tadao Ando; and with color more intensely than Bruno Taut or Louis Barragan and even to the point of establishing a color scheme all his own. And he would thus be able to remain in resonance as much with the elements of modern architecture that are ascribed to reason as with the different kinds of sensibility of architectural tendencies that have chosen to touch the senses.
Therefore his architecture is multilayered not just in terms of the spatial stratification of the works listed one by one by Colin Rowe, which the latter calls "transparency" in his famous article, and whose equivalent in architecture he exemplifies through Le Corbusier, but also in terms of the fact that the architect takes the risk to confront the timeless themes of modern architecture all at once, and therefore his architecture is charged with phenomenal possibilities in the sense this term is used by Colin Rowe.

Le Corbusier modern dünyanın müfredat esasına dayalı standart eğitimi yerine ancak premodern dünyanın soylu sınıflarına nasip olmuş kişiye özel eğitimi, modern dünya içinde kendi inisiyatifiyle kurgulamış ayrıcalıklı bir mimardır. Le Corbusier kuşağının yetişmesinde kayda değer katkılarda bulunmuş olan Auguste Perret ve Peter Behrens'le genç yaşında birlikte çalışma fırsatı bulmuş olmasının yanı sıra Doğu Seyahatin'de bu kapsamda görmek ve mimari dağarcığını ve görgüsünü genişlettiği bir eğitim programının kişiye özel dilimleri olarak değerlendirmek gerekiyor. Bu perspektifi gözönünde bulundurarak konferansın konusunu "mimarın formasyonunun oluşumunda seyahatin ve görgünün rolü" olarak saptadık.
Le Corbusier sadece gelecek kuşaklar üzerinde iz bırakmış mimarların önde geleni olmakla kalmaz, onun mimarlığı aynı zamanda modern mimarinin başlıca sorunsallarının özeti gibidir adeta. Üstelik sadece geçmişin değil geleceğin de özetidir. Önüne koyduğu ve mimarlığına yön veren temel sorunsallar Modern Mimarlığın uğraşmaktan hala vazgeçemediği başlıca temaları oluşturdukları kadar birbirleriyle rekabet halindeki kümelenmelerin de angajman eksenlerini çizerler.
Öyle ki Aldo Rossi ya da Louis Kahn ve Paul Rudolph kadar kütle kompozisyonuyla; günümüz Alman Isviçresi ekolü kadar yüzeyin derinliği ile; neredeyse Louis Kahn ve Tadao Ando gibi ışık ile; Bruno Taut ya da Louis Barragan'dan bile yoğun hatta kendine has bir renk kartelası oluşturacak kadar renk ile uğraşmış bir mimar olacaktır bu kişiye özel eğitimi tamamlayıp mezun olduktan sonra. Böylelikle, modern mimarlığın akla atfedilen unsurlarıyla olduğu kadar duyulara dokunmayı da tercih etmiş mimari eğilimlerinin de farklı türden duyarlılıklarıyla rezonans içinde kalabilmiştir.
Dolayısıyla onun mimarlığı sadece Colin Rowe'nin ünlü makalesinde "fransparency" olarak adlandıracağı ve mimarideki karşılığını Le Corbusier aracılığıyla örnekleyeceği tek tek işlerdeki mekansal katmanlaşma bakımından değil, modern mimarlığın ezeli ve ebedi temaları ile aynı anda yüzleşmeyi göze alması bakımından da çok katmanlıdır ve yine Colin Rowe'daki anlamıyla fenomenal imkanlarla yüklüdür.
...
Le Corbusier is a special architect who, on his own initiative, conceived for the modern world a customized education, enjoyed only by noble classes of the pre-modern world, instead of the modern world's standard education system based on the principal of the curriculum. He had the opportunity to work at a young age with Auguste Perret and Peter Behrens whose contributions are notable in the raising of Le Corbusier's generation; apart from this fact one must view Le Corbusier's Journey to the East within the abovementioned context and regard his architectural vocabulary and acquired knowledge as customized segments of an education program he expanded. Taking this perspective into account, we chose the conference's subject to be: "the role of travel and acquired knowledge in the architect's development."
Not only is Le Corbusier the most prominent of architects who have left their stamps on subsequent generations, his architecture is virtually a summary of the principal problematics of modern architecture; and what's more, a summary not only of the past but of the future as well. The fundamental problematics that he questioned and that shaped his architecture not only constitute the principal themes which still occupy Modern Architecture, they also draw the axes of engagement of clusters competing with one another.
So much so that after having completed this customized education and graduated the architect will have dealt with the composition of the mass as much as Aldo Rossi or Louis Kahn and Paul Rudolph; with depth of surface as much as the present German Swiss school; with light almost like Louis Kahn and Tadao Ando; and with color more intensely than Bruno Taut or Louis Barragan and even to the point of establishing a color scheme all his own. And he would thus be able to remain in resonance as much with the elements of modern architecture that are ascribed to reason as with the different kinds of sensibility of architectural tendencies that have chosen to touch the senses.
Therefore his architecture is multilayered not just in terms of the spatial stratification of the works listed one by one by Colin Rowe, which the latter calls "transparency" in his famous article, and whose equivalent in architecture he exemplifies through Le Corbusier, but also in terms of the fact that the architect takes the risk to confront the timeless themes of modern architecture all at once, and therefore his architecture is charged with phenomenal possibilities in the sense this term is used by Colin Rowe.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat