Ucu bucağı, sonu olmayan türden karanlıklarda her yöne gidiş serbesttir. Telaş, endişe ya da herhangi bir sınırlama yoktur burada: Her yön, bir yol. Dalgalara karşı boğuşmak da yok; kendini bir mantar parçası gibi bırakmak ve hafiflemek var. “Gerçek” olarak ne hikmetse! tanımladığımız yaşam kendini geriye çekince, farklı farklı milyonlarca kapı açılıveriyor insana.
‘'Gözlerindeki Şu Hüznü Gidermek İçin Ne Yapmalı?'', önceki evliliklerinde aldıkları yaraların izlerini hala taşıyan müzik tutkunu Yasemin'le akademisyen Mehmet'in birkaç güne sığan öyküsü. Gülayşe Koçak, cinsellikten aldatmaya, çocuk yapmaktan iletişimsizliğe, kadınlık-erkeklik hallerini ve kadın-erkek ilişkilerinin çeşitli boyutlarını işliyor. Müzikal bir atmosferin hâkim olduğu, tarafların kâh diyaloglarıyla, kah iç monologlarıyla ilerleyen, dürüst, cesur bir roman.
Ucu bucağı, sonu olmayan türden karanlıklarda her yöne gidiş serbesttir. Telaş, endişe ya da herhangi bir sınırlama yoktur burada: Her yön, bir yol. Dalgalara karşı boğuşmak da yok; kendini bir mantar parçası gibi bırakmak ve hafiflemek var. “Gerçek” olarak ne hikmetse! tanımladığımız yaşam kendini geriye çekince, farklı farklı milyonlarca kapı açılıveriyor insana.
‘'Gözlerindeki Şu Hüznü Gidermek İçin Ne Yapmalı?'', önceki evliliklerinde aldıkları yaraların izlerini hala taşıyan müzik tutkunu Yasemin'le akademisyen Mehmet'in birkaç güne sığan öyküsü. Gülayşe Koçak, cinsellikten aldatmaya, çocuk yapmaktan iletişimsizliğe, kadınlık-erkeklik hallerini ve kadın-erkek ilişkilerinin çeşitli boyutlarını işliyor. Müzikal bir atmosferin hâkim olduğu, tarafların kâh diyaloglarıyla, kah iç monologlarıyla ilerleyen, dürüst, cesur bir roman.