Gözyaşının vatanı Doğu'dur; Doğu'da yeşermiş Doğu'da serpilmiştir gözyaşı. Bir insanı öldüren bütün insanları öldürmüş kadar suçlu sayılıyor bu medeniyette. Bir başkadır benim Medeniyetim... Batı'yı bugünkü bilim seviyesine kavuşturan metod ve prensiplerin ilk kıvılcımları, İslâm âlimlerinin yüzlerce yıl önce ortaya koydukları tedkik ve müşâhedelerden sıçramıştır. Batı dünyası, öteden beri Doğu'nun mirâsı ile geçinmiştir. "Ateş" ve "tekerlek"ten sonra Doğu'nun en büyük keşfi olan "sıfır"la tanışmamış olsaydı, Avrupa kıt'ası Orta Çağ karanlığından kurtulamazdı. Matematikte kullandığımız bugünkü "rakamlar", Batı âlemine İslâm dünyasından aktarılmıştır. Bütün büyük dinler ve peygamberler Doğu'dan çıkmıştır. Ne var ki, Batı'nın çok tanrılı mitolojik düşünce yapısı, Doğu'dan gelen Hristiyanlığı tanınmaz hale getirmiştir. Batı kafası, mücerret tefekkürden, zihnî tırmanışlardan mahrum olduğu için Vahiy hadisesine akıl erdirememiştir. Bu yüzden, Doğu'dan gelen Hristiyanlık, Avrupa'da orijinalliğini kaybetmiş, çirkin bir şekilciliğe dönüşmüştür. Batı'nın bugünkü manevî çöküntüsü buradan kaynaklanıyor. Bu kitapta, bir taraftan İslâm'ın özünde var olan değerler incelenirken, diğer taraftan Batı düşüncesinin temelinde yatan çarpıklıklar mukayeseli bir şekilde anlatılmaya çalışılmıştır.
Gözyaşının vatanı Doğu'dur; Doğu'da yeşermiş Doğu'da serpilmiştir gözyaşı. Bir insanı öldüren bütün insanları öldürmüş kadar suçlu sayılıyor bu medeniyette. Bir başkadır benim Medeniyetim... Batı'yı bugünkü bilim seviyesine kavuşturan metod ve prensiplerin ilk kıvılcımları, İslâm âlimlerinin yüzlerce yıl önce ortaya koydukları tedkik ve müşâhedelerden sıçramıştır. Batı dünyası, öteden beri Doğu'nun mirâsı ile geçinmiştir. "Ateş" ve "tekerlek"ten sonra Doğu'nun en büyük keşfi olan "sıfır"la tanışmamış olsaydı, Avrupa kıt'ası Orta Çağ karanlığından kurtulamazdı. Matematikte kullandığımız bugünkü "rakamlar", Batı âlemine İslâm dünyasından aktarılmıştır. Bütün büyük dinler ve peygamberler Doğu'dan çıkmıştır. Ne var ki, Batı'nın çok tanrılı mitolojik düşünce yapısı, Doğu'dan gelen Hristiyanlığı tanınmaz hale getirmiştir. Batı kafası, mücerret tefekkürden, zihnî tırmanışlardan mahrum olduğu için Vahiy hadisesine akıl erdirememiştir. Bu yüzden, Doğu'dan gelen Hristiyanlık, Avrupa'da orijinalliğini kaybetmiş, çirkin bir şekilciliğe dönüşmüştür. Batı'nın bugünkü manevî çöküntüsü buradan kaynaklanıyor. Bu kitapta, bir taraftan İslâm'ın özünde var olan değerler incelenirken, diğer taraftan Batı düşüncesinin temelinde yatan çarpıklıklar mukayeseli bir şekilde anlatılmaya çalışılmıştır.