O, hep gül mevsimini özledi fakat gecenin kanayan kalbi sessiz çığlıklara uyandı: Umutsuz, yorgun, ikilemli, hırçın...
Bir gece eli, sol göğsüne uzandı. Arsız bir sevda idi yüreğinin sesi. Şafağa, hüznün yedi rengiyle baktı. Aşkı tanımladı: "Gül sancısı" dedi.
Bir damla tebessüm düştü dudaklarına, sonra çekik Asya gözlerine. Bir gülün goncalaşan ürpertisiyle baktı gökyüzüne. Yüreği bir bahar ülkesiydi. Çok geçmeden çehresine vuran gül şavkı, gözlerine düşen ince ay müjdesi, perde perde soldu. Bir bir uçup gitti içinin şarkıları. Yüreğinde bir kördüğüm, yine o gerçeği hatırlamıştı.
O, hep gül mevsimini özledi fakat gecenin kanayan kalbi sessiz çığlıklara uyandı: Umutsuz, yorgun, ikilemli, hırçın...
Bir gece eli, sol göğsüne uzandı. Arsız bir sevda idi yüreğinin sesi. Şafağa, hüznün yedi rengiyle baktı. Aşkı tanımladı: "Gül sancısı" dedi.
Bir damla tebessüm düştü dudaklarına, sonra çekik Asya gözlerine. Bir gülün goncalaşan ürpertisiyle baktı gökyüzüne. Yüreği bir bahar ülkesiydi. Çok geçmeden çehresine vuran gül şavkı, gözlerine düşen ince ay müjdesi, perde perde soldu. Bir bir uçup gitti içinin şarkıları. Yüreğinde bir kördüğüm, yine o gerçeği hatırlamıştı.