Kuş dükkânına giren müşterinin, bir kuşun fiyatı dikkatini çeker. Kafesin önünde 500 lira yazmaktadır. Satıcıya sorar:
Bu kuş neden bu kadar pahalı?
Çünkü o bir papağan ve iki yüz kelime biliyor.
Şu papağan iki dil bilir. Beş yüz kelime konuşuyor. Fiyatı da 1000 lira.
Adam şaşkınlık içinde dükkânın içinde dolaşırken bir başka papağanın önünde 10.000 lira yazdığını görür.
Peki ya bu, der heyecanla. Kaç dil biliyor?
Valla onun konuştuğunu hiç duymadık. Fakat bizim papağan, onu “hocam hocam!” diye saygıyla selamlıyor...
Kitap, yazarın geleceğe göndermek üzere iki kapakla zarfladığı bir hazinedir. Alıcısı da bizler, yaşayanlar da… Her şeyin yok olmaya mahkûm olduğu bu dünyada, bir mektup tutuşturuyoruz elinize…
Bazı değerleri ölümsüz kılmak ve bıraktığı tatları kalıcı hâle getirmek için, buyurun okumaya…
Kuş dükkânına giren müşterinin, bir kuşun fiyatı dikkatini çeker. Kafesin önünde 500 lira yazmaktadır. Satıcıya sorar:
Bu kuş neden bu kadar pahalı?
Çünkü o bir papağan ve iki yüz kelime biliyor.
Şu papağan iki dil bilir. Beş yüz kelime konuşuyor. Fiyatı da 1000 lira.
Adam şaşkınlık içinde dükkânın içinde dolaşırken bir başka papağanın önünde 10.000 lira yazdığını görür.
Peki ya bu, der heyecanla. Kaç dil biliyor?
Valla onun konuştuğunu hiç duymadık. Fakat bizim papağan, onu “hocam hocam!” diye saygıyla selamlıyor...
Kitap, yazarın geleceğe göndermek üzere iki kapakla zarfladığı bir hazinedir. Alıcısı da bizler, yaşayanlar da… Her şeyin yok olmaya mahkûm olduğu bu dünyada, bir mektup tutuşturuyoruz elinize…
Bazı değerleri ölümsüz kılmak ve bıraktığı tatları kalıcı hâle getirmek için, buyurun okumaya…