Günümüzde iletişim bozukluğu ve şiddet; huzursuz, mutsuz, umutsuz insanların çoğunlukta olduğu bir toplum yaratmıştır. Bu durumda, Duygusal Zekâ'nın açılımı doğrultusunda iletilerin (mesaj) (message) gerekli ve geçerli olduğunu düşünüyorum. Bu iletiler neşe, sevinç, huzur, mutluluk, umut gibi haz doğrultusundaki duyguları uyandırmalıdır. Kaygı, korku, kızgınlık, öfke, kin, nefret gibi elem doğrultusundaki duygulara neden olmamalıdır. Gülmeceler, iletilerin haz doğrultusundaki duygularla algılanmasını, anlaşılmasını sağlar. Gülmecelerle desteklenen iletiler kolay algılanır, anlaşılır, hatırlanır. "İnsan gülen hayvandır.", "İnsan güldüğü kadar insandır." Kitabımda işte bu yaklaşımı anlatmaya çalıştım. İnsanın başarılı, mutlu, uyumlu, verimli bir yaşam sürdürebilmesi için özellikle; araştırma, eğitim, öğretim, insan kaynakları, işletme, liderlik, politika, siyaset, sağlık, yönetim gibi alanlarda Duygusal Zekâ'nın "Duygusal Yeterlilik Çerçevesi"ne uygun davranılması önerilmiştir.
Günümüzde iletişim bozukluğu ve şiddet; huzursuz, mutsuz, umutsuz insanların çoğunlukta olduğu bir toplum yaratmıştır. Bu durumda, Duygusal Zekâ'nın açılımı doğrultusunda iletilerin (mesaj) (message) gerekli ve geçerli olduğunu düşünüyorum. Bu iletiler neşe, sevinç, huzur, mutluluk, umut gibi haz doğrultusundaki duyguları uyandırmalıdır. Kaygı, korku, kızgınlık, öfke, kin, nefret gibi elem doğrultusundaki duygulara neden olmamalıdır. Gülmeceler, iletilerin haz doğrultusundaki duygularla algılanmasını, anlaşılmasını sağlar. Gülmecelerle desteklenen iletiler kolay algılanır, anlaşılır, hatırlanır. "İnsan gülen hayvandır.", "İnsan güldüğü kadar insandır." Kitabımda işte bu yaklaşımı anlatmaya çalıştım. İnsanın başarılı, mutlu, uyumlu, verimli bir yaşam sürdürebilmesi için özellikle; araştırma, eğitim, öğretim, insan kaynakları, işletme, liderlik, politika, siyaset, sağlık, yönetim gibi alanlarda Duygusal Zekâ'nın "Duygusal Yeterlilik Çerçevesi"ne uygun davranılması önerilmiştir.