Cemal Süreya 1976'da, o yıl çıkacak olan ilk düzyazı kitabı Şapkam Dolu Çiçekle'nin müjdesini verdiği bir röportajında, "genellikle yazarın, edebiyatçının sorunlarına eğilen bazı denemeler"ini de aynı yıl "Homeros'un Telif Hakkı" adıyla kitaplaştırmayı düşündüğünü söylüyordu. O kitap çıkmadı ama bu yazıların bazıları 1982'de yayımlanan Günübirlik'te yer aldı. 2000'de Şapkam Dolu Çiçekle'nin genişletilmiş basımını yayımlamıştık. Şimdi de, Günübirlik'in genişletilmiş basımı olan "Günübirlik"ler'i sunuyoruz. Kitabın ilk bölümünde Günübirlik'teki bütün yazılar, ikinci bölümünde ise yine 1975-76 yıllarında Politika gazetesindeki "Günübirlik" köşesinde çıkmış olup da ne Günübirlik'e ne de Cemal Süreya'nın başka bir kitabına alınmamış olan yazılar yer alıyor. Çağdaş/çağcıl şiirimizin C vitaminden: kâğıda, kitaba, kalem adamlarına, onların telif hakkına, elbette Türkçeye, elbette ilk göz ağrısı şiire, ve -elbette ki- şiirden sonra en çok ilgilendiği alan olan "edebiyatın yeraltı haritası" dergiciliğe hiç de günübirlik olmayan bakışlar...
Cemal Süreya 1976'da, o yıl çıkacak olan ilk düzyazı kitabı Şapkam Dolu Çiçekle'nin müjdesini verdiği bir röportajında, "genellikle yazarın, edebiyatçının sorunlarına eğilen bazı denemeler"ini de aynı yıl "Homeros'un Telif Hakkı" adıyla kitaplaştırmayı düşündüğünü söylüyordu. O kitap çıkmadı ama bu yazıların bazıları 1982'de yayımlanan Günübirlik'te yer aldı. 2000'de Şapkam Dolu Çiçekle'nin genişletilmiş basımını yayımlamıştık. Şimdi de, Günübirlik'in genişletilmiş basımı olan "Günübirlik"ler'i sunuyoruz. Kitabın ilk bölümünde Günübirlik'teki bütün yazılar, ikinci bölümünde ise yine 1975-76 yıllarında Politika gazetesindeki "Günübirlik" köşesinde çıkmış olup da ne Günübirlik'e ne de Cemal Süreya'nın başka bir kitabına alınmamış olan yazılar yer alıyor. Çağdaş/çağcıl şiirimizin C vitaminden: kâğıda, kitaba, kalem adamlarına, onların telif hakkına, elbette Türkçeye, elbette ilk göz ağrısı şiire, ve -elbette ki- şiirden sonra en çok ilgilendiği alan olan "edebiyatın yeraltı haritası" dergiciliğe hiç de günübirlik olmayan bakışlar...