Haçlılara derslerini veren Müslümanların dünya ve ahiret görüşü şöyleydi: Dünyaya milyarlarca insan gelmiş. Bir müddet yaşamışlar. Sonra, ölüp gitmişler. Bunların bazıları zengin imiş, bazıları fakir...
Kimi güzel imiş, kimi çirkin… Kimi zalim imiş, kimi mazlum... O hallerinin de hepsi geçti, unutuldu. Onların bir kısmı inanmış, Müslüman idi. Geri kalanları, inanmamış kafirlerdi. Hepsi, ya sonsuz yok kalacak. Yahut kıyamet kopup, tekrar dirilip inanmayanlar sonsuz azap çekecek. Her iki halde de, inanmış olanlara hiç azap, hiç sıkıntı yok. Ama ikinci halde inanmayanlar sonsuz ve pek acı azap çekecekler. İnanmış olarak ölmüş olanlar, şimdi tam rahat ve huzur içindeler. İmansız olanlar ise, sonsuz olarak ateşte yanmak ihtimali, korkusu içindeler.
Haçlılara derslerini veren Müslümanların dünya ve ahiret görüşü şöyleydi: Dünyaya milyarlarca insan gelmiş. Bir müddet yaşamışlar. Sonra, ölüp gitmişler. Bunların bazıları zengin imiş, bazıları fakir...
Kimi güzel imiş, kimi çirkin… Kimi zalim imiş, kimi mazlum... O hallerinin de hepsi geçti, unutuldu. Onların bir kısmı inanmış, Müslüman idi. Geri kalanları, inanmamış kafirlerdi. Hepsi, ya sonsuz yok kalacak. Yahut kıyamet kopup, tekrar dirilip inanmayanlar sonsuz azap çekecek. Her iki halde de, inanmış olanlara hiç azap, hiç sıkıntı yok. Ama ikinci halde inanmayanlar sonsuz ve pek acı azap çekecekler. İnanmış olarak ölmüş olanlar, şimdi tam rahat ve huzur içindeler. İmansız olanlar ise, sonsuz olarak ateşte yanmak ihtimali, korkusu içindeler.