Bobby Sands ölüm orucunun altmış altıncı gününde öldüğünde yirmi yedi yaşındaydı ve tarih 5 Mayıs 1981'i gösteriyordu. Kısa hayatının son dokuz yılının neredeyse tamamını, cumhuriyetçi faaliyetlerinden ötürü hapiste geçirmişti.
Bobby Sands, ağır tecrit koşullarında, devlet malı tuvalet kâğıtlarına ya da içeri kaçak sokulan sigaralık kâğıtlara, vücudunun içinde sakladığı tükenmez kalem içi ile yazıyordu şiirlerini. Bu şiirler H tipinde yüzlerce çıplak adamın hücre kapılarında ayakta durarak dinlediği ve alkışladığı ham edebiyattır. Bu onların tek eğlencesiydi, kendi zor durumlarının güzel ifade edilmiş bir anlatımıydı.
Zalimlik ve acı içerisinden Bobby Sands, hakiki şiir çıkarmıştı, özgür olma mücadelesi veren insanların duygularının şiirini…
“Sanatçılar kalplerini kaybetti
Rüya içinde rüya görüyorlar,
Bir parça altın fiyatına satıldı sihirleri,
Bir halkın çığlıkları arasında.
Ay resmi çizerler, açan çiçeği de,
Dehalarıyla, öyle derler.
Ama Castlereagh'de yatan
Ve titreyen zavallının resmini çizemezler.”
Bobby Sands ölüm orucunun altmış altıncı gününde öldüğünde yirmi yedi yaşındaydı ve tarih 5 Mayıs 1981'i gösteriyordu. Kısa hayatının son dokuz yılının neredeyse tamamını, cumhuriyetçi faaliyetlerinden ötürü hapiste geçirmişti.
Bobby Sands, ağır tecrit koşullarında, devlet malı tuvalet kâğıtlarına ya da içeri kaçak sokulan sigaralık kâğıtlara, vücudunun içinde sakladığı tükenmez kalem içi ile yazıyordu şiirlerini. Bu şiirler H tipinde yüzlerce çıplak adamın hücre kapılarında ayakta durarak dinlediği ve alkışladığı ham edebiyattır. Bu onların tek eğlencesiydi, kendi zor durumlarının güzel ifade edilmiş bir anlatımıydı.
Zalimlik ve acı içerisinden Bobby Sands, hakiki şiir çıkarmıştı, özgür olma mücadelesi veren insanların duygularının şiirini…
“Sanatçılar kalplerini kaybetti
Rüya içinde rüya görüyorlar,
Bir parça altın fiyatına satıldı sihirleri,
Bir halkın çığlıkları arasında.
Ay resmi çizerler, açan çiçeği de,
Dehalarıyla, öyle derler.
Ama Castlereagh'de yatan
Ve titreyen zavallının resmini çizemezler.”