Basim, parmaklarıyla gören güzel bir çocuk. Kendisine dedesinden bırakılan bir miras, bu şekilde yaşamak. Kendini ve dünyayı böyle tanımaya çalışıyor.
Dokunarak. Parmaklarıyla hissettiği herhangi bir varlıktan daha az gerçek değil yüreğiyle hissettiği. Görmeyi ümit ettiği tek şey havanın rengi. Görme duyusunun somut gerçeklikten ayrı olarak var olabileceğini gösteriyor bize Abdo Wazen.
Söylendiğinde kulağa kalabalık gelen kelimeler vardır, tek başınalığı yakıştırmadığımız kelimeler.
Diğer taraftaysa yalnızlıktan ölen kelimeler. İşte “ümit” başlangıçta yapayalnız bir kelime.
Azimle yürüdüğü yolda olası tökezlemelerinin önüne ümidi geçiyor Basim'in. Böylece ismiyle aynı anlamda bir çocuk çıkıyor karşımıza. Gülen, gülümseyen.
Havayı Gören Çocuk, ödüllerle taçlanan, Arap edebiyatının içerisinde insana ve umuda çok yakın duran zengin bir hikaye.
Basim, parmaklarıyla gören güzel bir çocuk. Kendisine dedesinden bırakılan bir miras, bu şekilde yaşamak. Kendini ve dünyayı böyle tanımaya çalışıyor.
Dokunarak. Parmaklarıyla hissettiği herhangi bir varlıktan daha az gerçek değil yüreğiyle hissettiği. Görmeyi ümit ettiği tek şey havanın rengi. Görme duyusunun somut gerçeklikten ayrı olarak var olabileceğini gösteriyor bize Abdo Wazen.
Söylendiğinde kulağa kalabalık gelen kelimeler vardır, tek başınalığı yakıştırmadığımız kelimeler.
Diğer taraftaysa yalnızlıktan ölen kelimeler. İşte “ümit” başlangıçta yapayalnız bir kelime.
Azimle yürüdüğü yolda olası tökezlemelerinin önüne ümidi geçiyor Basim'in. Böylece ismiyle aynı anlamda bir çocuk çıkıyor karşımıza. Gülen, gülümseyen.
Havayı Gören Çocuk, ödüllerle taçlanan, Arap edebiyatının içerisinde insana ve umuda çok yakın duran zengin bir hikaye.