Hayaşa Bölgesi Tarihi 1 Prehistorik Dönemlerden Romaya Kentler, Halklar, Tanrılar, Tapınaklar

Stok Kodu:
9789752679399
Boyut:
13.50x19.50
Sayfa Sayısı:
254
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014-04
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
9789752679399
371430
Hayaşa Bölgesi Tarihi 1
Hayaşa Bölgesi Tarihi 1 Prehistorik Dönemlerden Romaya Kentler, Halklar, Tanrılar, Tapınaklar
44.00

Hayaşalılar yalnızca çağdaş diğer devletlerle olan ilişkileriyle değil, kendisinden sonraki süreçler üzerinde de önemli etkileri olan bir toplumdur. Urartuların batıda takip ettikleri politikalar, eski Hayaşa ülkesinde yaşamakta olan kadim toplulukların ve ileri gelen eski aristokrat ailelerin bilgi ve tecrübeleri üzerinden yürümüştür. Altıntepe kenti göz önüne alındığında, Urartu döneminin özgün ve ileri düzeyde kentsel gelişim gösterdiği alanların başında Erzincan ve çevresinin geldiği somut olarak görülebilmektedir.

Yukarı Fırat Havza'sının, özellikle bu havzanın kuzey batısının az bilinen İlk Çağ geçmişi, Hayaşa ve Urartularla sınırlı değildir. Bulunduğu coğrafyanın niteliği ve bu coğrafyada meydana gelen tarihsel olaylara bağlı olarak bu yörede oldukça karmaşık, gizemli ve fakat sıra dışı toplumsal- dinî süreçler yaşanmıştır. MÖ. III. binlerde doğuda Orta Asya'nın güney batısından Hindistan veİran' a, batıda Anadolu'nun ortalarından güneyde Suriye' ye kadar uzanan geniş coğrafya içinde oluşan siyasal, kültürel, dinî ve ticarî ilişkilerde Hayaşa bölgesinin özel ve belirleyici bir özelliğinin olduğu görülmektedir. İlk Çağ'da bu coğrafyada oluşan ya da paylaşılan değerler gelecek yüz yıllara da bir biçimde yansımış, gelişen olaylar üzerinde etkide bulunmuştur. Örneğin, Paulikien ve Tulaycılar hareketi, bu bölgedeki kadim geçmişin Hristiyanlaşma sürecine rağmen, alternatif anlayışlar içerisinde yöre insanının kendi özgünlüğünü yaşamak arzusunun ifade biçimidir.Ne var ki bu süreçler derli toplu ve daha önemlisi nesnel olarak açık bir biçimde ele alınmış değildir. Değişik amaçlarla hazırlanan eserlerde yöreye ilişkin bilgiler daha çok değini seviyesinde ve bir çoğu eksik ya da yanlıştır.Bunun sonucu olarak yalnızca Anadolu kültür tarihinin değil, kıtasal ölçekte meydana gelen kültürel geçmişin bilinmesinde de önemli bir eksiklik ortaya çıkmıştır

Hayaşalılar yalnızca çağdaş diğer devletlerle olan ilişkileriyle değil, kendisinden sonraki süreçler üzerinde de önemli etkileri olan bir toplumdur. Urartuların batıda takip ettikleri politikalar, eski Hayaşa ülkesinde yaşamakta olan kadim toplulukların ve ileri gelen eski aristokrat ailelerin bilgi ve tecrübeleri üzerinden yürümüştür. Altıntepe kenti göz önüne alındığında, Urartu döneminin özgün ve ileri düzeyde kentsel gelişim gösterdiği alanların başında Erzincan ve çevresinin geldiği somut olarak görülebilmektedir.

Yukarı Fırat Havza'sının, özellikle bu havzanın kuzey batısının az bilinen İlk Çağ geçmişi, Hayaşa ve Urartularla sınırlı değildir. Bulunduğu coğrafyanın niteliği ve bu coğrafyada meydana gelen tarihsel olaylara bağlı olarak bu yörede oldukça karmaşık, gizemli ve fakat sıra dışı toplumsal- dinî süreçler yaşanmıştır. MÖ. III. binlerde doğuda Orta Asya'nın güney batısından Hindistan veİran' a, batıda Anadolu'nun ortalarından güneyde Suriye' ye kadar uzanan geniş coğrafya içinde oluşan siyasal, kültürel, dinî ve ticarî ilişkilerde Hayaşa bölgesinin özel ve belirleyici bir özelliğinin olduğu görülmektedir. İlk Çağ'da bu coğrafyada oluşan ya da paylaşılan değerler gelecek yüz yıllara da bir biçimde yansımış, gelişen olaylar üzerinde etkide bulunmuştur. Örneğin, Paulikien ve Tulaycılar hareketi, bu bölgedeki kadim geçmişin Hristiyanlaşma sürecine rağmen, alternatif anlayışlar içerisinde yöre insanının kendi özgünlüğünü yaşamak arzusunun ifade biçimidir.Ne var ki bu süreçler derli toplu ve daha önemlisi nesnel olarak açık bir biçimde ele alınmış değildir. Değişik amaçlarla hazırlanan eserlerde yöreye ilişkin bilgiler daha çok değini seviyesinde ve bir çoğu eksik ya da yanlıştır.Bunun sonucu olarak yalnızca Anadolu kültür tarihinin değil, kıtasal ölçekte meydana gelen kültürel geçmişin bilinmesinde de önemli bir eksiklik ortaya çıkmıştır

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat