1838'den 2000'li yıllara gelindiğinde borçlanmaya ve lüks tüketime dayalı ekonomik politikalar ; Osmanlı'nın çöküşüne, Cumhuriyet Türkiye'sinin de az gelişmişlik çemberini kırarak bir türlü gelişmiş ülkeler seviyesine çıkamamasına yol açar.
Gelişmemiz; öz kaynaklara dayalı üretime, istihdama ve dış satıma dönük ekonomik politikalarla, devlet desteğinde ve denetiminde, özel sektör önceliğinde gerçekleşecektir.
Zira; Cumhuriyetin kuruluş yıllarında sermaye birikiminin olmaması ve ekonomik faaliyetlerin büyük ölçüde devlet eliyle yürütülmesine rağmen sanayileşme kısmen de olsa başarılmıştı. Ne zaman gelişmiş ülkeler seviyesine ulaşırsak; ancak o zaman dünya haritaları çizilirken hedef olmaktan kurtuluruz.
1838'den 2000'li yıllara gelindiğinde borçlanmaya ve lüks tüketime dayalı ekonomik politikalar ; Osmanlı'nın çöküşüne, Cumhuriyet Türkiye'sinin de az gelişmişlik çemberini kırarak bir türlü gelişmiş ülkeler seviyesine çıkamamasına yol açar.
Gelişmemiz; öz kaynaklara dayalı üretime, istihdama ve dış satıma dönük ekonomik politikalarla, devlet desteğinde ve denetiminde, özel sektör önceliğinde gerçekleşecektir.
Zira; Cumhuriyetin kuruluş yıllarında sermaye birikiminin olmaması ve ekonomik faaliyetlerin büyük ölçüde devlet eliyle yürütülmesine rağmen sanayileşme kısmen de olsa başarılmıştı. Ne zaman gelişmiş ülkeler seviyesine ulaşırsak; ancak o zaman dünya haritaları çizilirken hedef olmaktan kurtuluruz.