Henüz

Stok Kodu:
9786050912418
Boyut:
13.50x19.50
Sayfa Sayısı:
227
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2013-01
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
9786050912418
447276
Henüz
Henüz
19.00
Ahmet Tulgar, edebiyatla siyasetin buluştuğu yazılarıyla tekrar okurlarının karşısında... "Henüz" içinde umut barındıran, gelecek vaadinde bulunan bir kelime. Henüz geç kalmadığımızın, daha güzel günler göreceğimizin, değişimin mümkün olduğunun müjdecisi. Ahmet Tulgar birkaç yıllık zaman dilimine yayılan yazılarında "Henüz" diyor. Evet, maden ocaklarında işçiler ölüyor.Evet, cezaevlerinde en temel haklarını alabilmek için açlık grevi yapan tutuklular ölüm sınırına geliyorlar. Evet, yasaklar sürüyor... Şimdilik. Henüz... Tulgar yazılarında sadece bu konulara değinmiyor. Ajda Pekkan'dan Foucault'ya, Thomas Mann'dan "acıların kadını" Bergen'e, Alex de Souza'nın Kadıköy'e dikilen heykelinden Bruce Springsteen'e uzanan geniş bir yelpazede kendi izlenimlerini de dile getiriyor. Ve elbette, dil. Dil ve dilin kullanımı, yazıların tümünde Tulgar'ın en önemli meselelerinden biri olarak ön plana çıkıyor. Ahmet Tulgar, edebiyatla siyasetin buluştuğu yazılarıyla tekrar okurlarının karşısında... Müzikleriyle geliyorlar. Akordeonlarıyla. Oranın melodileriyle, gelir gelmez öğrendikleri buranın melodileriyle. Adrian ile geliyorlar. Adrian en fazla bir yaşında. Babası çalıyor, annesi onunla masaları geziyor... Garsonlar talimatlı, sıkı sıkı tembihli, daha kapıdan geri çeviriyorlar, daha kaldırımdan. Zabıtalar emre amade, üniformaya meftun... Herkes gümrük memuru artık yani. Herkes kayıtlı ekonomi taraflısı. Herkes ekonomiye kayıtlı ama yoksulluğa kayıtsız.
Ahmet Tulgar, edebiyatla siyasetin buluştuğu yazılarıyla tekrar okurlarının karşısında... "Henüz" içinde umut barındıran, gelecek vaadinde bulunan bir kelime. Henüz geç kalmadığımızın, daha güzel günler göreceğimizin, değişimin mümkün olduğunun müjdecisi. Ahmet Tulgar birkaç yıllık zaman dilimine yayılan yazılarında "Henüz" diyor. Evet, maden ocaklarında işçiler ölüyor.Evet, cezaevlerinde en temel haklarını alabilmek için açlık grevi yapan tutuklular ölüm sınırına geliyorlar. Evet, yasaklar sürüyor... Şimdilik. Henüz... Tulgar yazılarında sadece bu konulara değinmiyor. Ajda Pekkan'dan Foucault'ya, Thomas Mann'dan "acıların kadını" Bergen'e, Alex de Souza'nın Kadıköy'e dikilen heykelinden Bruce Springsteen'e uzanan geniş bir yelpazede kendi izlenimlerini de dile getiriyor. Ve elbette, dil. Dil ve dilin kullanımı, yazıların tümünde Tulgar'ın en önemli meselelerinden biri olarak ön plana çıkıyor. Ahmet Tulgar, edebiyatla siyasetin buluştuğu yazılarıyla tekrar okurlarının karşısında... Müzikleriyle geliyorlar. Akordeonlarıyla. Oranın melodileriyle, gelir gelmez öğrendikleri buranın melodileriyle. Adrian ile geliyorlar. Adrian en fazla bir yaşında. Babası çalıyor, annesi onunla masaları geziyor... Garsonlar talimatlı, sıkı sıkı tembihli, daha kapıdan geri çeviriyorlar, daha kaldırımdan. Zabıtalar emre amade, üniformaya meftun... Herkes gümrük memuru artık yani. Herkes kayıtlı ekonomi taraflısı. Herkes ekonomiye kayıtlı ama yoksulluğa kayıtsız.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat