Belki bu seni son görüşüm dedi ve gitti.
İçim acıdı, içim susmadı, kendime acıdı...
Yollar çatırdadı bir lodos aldı başını...
Dudaklar kanadı, göğse dar geldi yürek.
Kader dedikleri bu olsa gerek...
Bana dönük sırtına baktım, yorgun adımlarını saydım,
sen hayatımın en güzel hatırasıydın notunu astım gidişine...
Aynı trenin bilinmez güzergahında,
farklı vagonlarda birer yolcuyduk.
Biz sustuk anılar konuştu...
Yürüdüğümüz yollar, dinlediğimiz şarkılar,
onca emek, boşa giden onca umut,
aynı güne uyanışlar, paylaşılan onca sigara,
arka fonda ince bir türkü...
Ben ise köhne bir dizede...
Ne demiş Ahmet Kaya
“Hep sonradan, sonradan...”
Belki bu seni son görüşüm dedi ve gitti.
İçim acıdı, içim susmadı, kendime acıdı...
Yollar çatırdadı bir lodos aldı başını...
Dudaklar kanadı, göğse dar geldi yürek.
Kader dedikleri bu olsa gerek...
Bana dönük sırtına baktım, yorgun adımlarını saydım,
sen hayatımın en güzel hatırasıydın notunu astım gidişine...
Aynı trenin bilinmez güzergahında,
farklı vagonlarda birer yolcuyduk.
Biz sustuk anılar konuştu...
Yürüdüğümüz yollar, dinlediğimiz şarkılar,
onca emek, boşa giden onca umut,
aynı güne uyanışlar, paylaşılan onca sigara,
arka fonda ince bir türkü...
Ben ise köhne bir dizede...
Ne demiş Ahmet Kaya
“Hep sonradan, sonradan...”