“...seslerle girmeli bu kitaba belki. Bir ses tahayyülüyle: bir yaprağın kopuşu, diğer yapraklara sürtünerek aşağıya düşüşü ve yere çarpışı. Sonra; durduğu, savrulduğu, konulduğu, terk edildiği yerde rengi kızarıp soluklaşırken, yüzeyi düzleşirken, kırışırken, lekelenirken, kuruyup kırılganlaşırken o; benim günlerim, onun sonsuza düşüşünün olası bir yankısıdır sadece.”
“Herbaryum”, kurumuş bitkilerin zamanında kaybolmuş bir ses-metin. Doğa, zaman, ses ve boşluk üzerine bir günce denemesi. Görselliğin bir metin, metinlerin bir görsellik olarak okuyucuların karşısına çıktığı bu kitapta yazarın metin ve fotoğrafları; Savaş Çekiç'in tasarım ve tipografik yorumuyla bir araya geliyor.
“...seslerle girmeli bu kitaba belki. Bir ses tahayyülüyle: bir yaprağın kopuşu, diğer yapraklara sürtünerek aşağıya düşüşü ve yere çarpışı. Sonra; durduğu, savrulduğu, konulduğu, terk edildiği yerde rengi kızarıp soluklaşırken, yüzeyi düzleşirken, kırışırken, lekelenirken, kuruyup kırılganlaşırken o; benim günlerim, onun sonsuza düşüşünün olası bir yankısıdır sadece.”
“Herbaryum”, kurumuş bitkilerin zamanında kaybolmuş bir ses-metin. Doğa, zaman, ses ve boşluk üzerine bir günce denemesi. Görselliğin bir metin, metinlerin bir görsellik olarak okuyucuların karşısına çıktığı bu kitapta yazarın metin ve fotoğrafları; Savaş Çekiç'in tasarım ve tipografik yorumuyla bir araya geliyor.