Acaba İslâm “hicab” kelimesinin lügat manasında olduğu gibi, kadının tesettür içinde kalması (yalnızlığa itilmesi) taraftarı mıdır? Yoksa toplumdan soyutlanmadan, yabancı erkeklerin bulunduğu yerde bedenini örtmesini mi istemektedir? Ve ikinci olarak örtünmenin sınırı nereye kadardır? Acaba yüz ve bileklere kadar iki el de açık mı bırakılmalıdır? Yüzü ve ellerin bileklere kadar olan kısmını örtmek gerekmez mi? Her durumda, İslâm'da “iffeti koruma” diye bir konu var mıdır, yok mudur? Yani İslâm'da ne “harem” ve “mahpusluk”, ne de “karışık halde bulunma” olmaksızın üçüncü bir yol var mıdır, yok mudur? Başka bir deyişle İslâm, kadın ve erkek topluluğunun birbirlerinden tamamen ayrılmasından mı yanadır? Bunlar, bu kitapta cevabını vereceğimiz sorulardır.
Acaba İslâm “hicab” kelimesinin lügat manasında olduğu gibi, kadının tesettür içinde kalması (yalnızlığa itilmesi) taraftarı mıdır? Yoksa toplumdan soyutlanmadan, yabancı erkeklerin bulunduğu yerde bedenini örtmesini mi istemektedir? Ve ikinci olarak örtünmenin sınırı nereye kadardır? Acaba yüz ve bileklere kadar iki el de açık mı bırakılmalıdır? Yüzü ve ellerin bileklere kadar olan kısmını örtmek gerekmez mi? Her durumda, İslâm'da “iffeti koruma” diye bir konu var mıdır, yok mudur? Yani İslâm'da ne “harem” ve “mahpusluk”, ne de “karışık halde bulunma” olmaksızın üçüncü bir yol var mıdır, yok mudur? Başka bir deyişle İslâm, kadın ve erkek topluluğunun birbirlerinden tamamen ayrılmasından mı yanadır? Bunlar, bu kitapta cevabını vereceğimiz sorulardır.