Genellikle diyaloglar üzerine kurulu öykülerinde insan ilişkilerini sıcak, gerçekçi ve ironik bir dille yansıtan Şiir Erkök Yılmaz, ilk kez 26 yıl önce yayımlanan Hop Eden Şey'de yalın cümlelerle oluşturduğu insan ve çevre betimlemelerinde sinematografik bir anlayışı benimsiyor. Okura da bir film izlermiş gibi takip ettiği kitabın sayfalarını çevirmek kalıyor.
"Birinin üstünde kırmızı-mavi kareli bir gömlek vardı, diğerinde düz sarı. Kareli gömleklisinin dönüp kendisine baktığını gördü Nermin. Genç, çılgın bir bakış. İçinde sanki bir şey hop etti. Tülin'in koluna girip sıkı sıkı sıktı kızın kolunu: 'Gel haydi biraz gezelim...' dedi. 'Millet sokaa dökülmüş' diye üsteledi Nermin, 'Bahar geldi kızım, bahar geldi.'..."
Genellikle diyaloglar üzerine kurulu öykülerinde insan ilişkilerini sıcak, gerçekçi ve ironik bir dille yansıtan Şiir Erkök Yılmaz, ilk kez 26 yıl önce yayımlanan Hop Eden Şey'de yalın cümlelerle oluşturduğu insan ve çevre betimlemelerinde sinematografik bir anlayışı benimsiyor. Okura da bir film izlermiş gibi takip ettiği kitabın sayfalarını çevirmek kalıyor.
"Birinin üstünde kırmızı-mavi kareli bir gömlek vardı, diğerinde düz sarı. Kareli gömleklisinin dönüp kendisine baktığını gördü Nermin. Genç, çılgın bir bakış. İçinde sanki bir şey hop etti. Tülin'in koluna girip sıkı sıkı sıktı kızın kolunu: 'Gel haydi biraz gezelim...' dedi. 'Millet sokaa dökülmüş' diye üsteledi Nermin, 'Bahar geldi kızım, bahar geldi.'..."