Bu kitabın, klasik hukuk felsefesine giriş kitaplarından farklı olarak doğrudan akademik bir nitelik taşıma amacı gütmediği, hukuk uygulayıcılarına ve hukukçu olmayanlara hukuk felsefesini tanıtmayı amaçladığı söylenebilir. Biraz da bu akademik yükten uzak durmanın getirdiği rahatlıkla kitabın serbest bir yöntemle yazıldığı görülmektedir.
Wacks; hem doğal hukuk okulu, hukuki pozitivizm, hukuki realizm gibi belli başlı hukuk felsefesi okullarını ele almakta hem de hak ve adalet gibi temel hukuki kavramlar hakkındaki felsefi tartışmalardan bahsetmektedir. Bu noktada ne söz konusu hukuk felsefesi okullarının temel görüşlerini tüketmeyi, ne de hukuk felsefesinin bütün sorunlarını incelemeyi hedeflemektedir. Buna rağmen konusunu, gereksiz ayrıntılara girmeden, fakat hiçbir temel noktayı da es geçmeyecek şekilde, gayet kolay anlaşılır yalın bir dille aktarabilen, bu arada basite de kaçmamaya özen gösteren, yani kısaca amacını gerçekleştiren bir giriş çalışmasıdır.
Bu durumda Türkçe hukuk felsefesi ders kitapları ile Wacks'in her kesimden okuyucu için yazdığı bu kitabı karşılaştırmanın, hayli ilginç sonuçlar vereceği söylenebilir. Nitekim bırakın hukuk felsefesini, genel bir felsefe bilgisi ve kültürünün bile çok düşük düzeyde seyrettiği ülkemizde, Wacks'in bu kısa ama yoğun çalışması, hukuk fakültesi öğrencilerinin, hukuka, pratik kaygılar dışında da yaklaşılabileceğini, daha da önemlisi bir hukukçunun bu türk kaygılardan uzak şekilde hukuka yaklaşması gerektiğini görmesi açısından çok daha faydalı olacaktır.
Bu kitabın, klasik hukuk felsefesine giriş kitaplarından farklı olarak doğrudan akademik bir nitelik taşıma amacı gütmediği, hukuk uygulayıcılarına ve hukukçu olmayanlara hukuk felsefesini tanıtmayı amaçladığı söylenebilir. Biraz da bu akademik yükten uzak durmanın getirdiği rahatlıkla kitabın serbest bir yöntemle yazıldığı görülmektedir.
Wacks; hem doğal hukuk okulu, hukuki pozitivizm, hukuki realizm gibi belli başlı hukuk felsefesi okullarını ele almakta hem de hak ve adalet gibi temel hukuki kavramlar hakkındaki felsefi tartışmalardan bahsetmektedir. Bu noktada ne söz konusu hukuk felsefesi okullarının temel görüşlerini tüketmeyi, ne de hukuk felsefesinin bütün sorunlarını incelemeyi hedeflemektedir. Buna rağmen konusunu, gereksiz ayrıntılara girmeden, fakat hiçbir temel noktayı da es geçmeyecek şekilde, gayet kolay anlaşılır yalın bir dille aktarabilen, bu arada basite de kaçmamaya özen gösteren, yani kısaca amacını gerçekleştiren bir giriş çalışmasıdır.
Bu durumda Türkçe hukuk felsefesi ders kitapları ile Wacks'in her kesimden okuyucu için yazdığı bu kitabı karşılaştırmanın, hayli ilginç sonuçlar vereceği söylenebilir. Nitekim bırakın hukuk felsefesini, genel bir felsefe bilgisi ve kültürünün bile çok düşük düzeyde seyrettiği ülkemizde, Wacks'in bu kısa ama yoğun çalışması, hukuk fakültesi öğrencilerinin, hukuka, pratik kaygılar dışında da yaklaşılabileceğini, daha da önemlisi bir hukukçunun bu türk kaygılardan uzak şekilde hukuka yaklaşması gerektiğini görmesi açısından çok daha faydalı olacaktır.