Hz. Mevlânâ hakkındaki kanaatlerimizin büyük bir kısmı Hazret'in vefatından yaklaşık seksen yıl sonra yazılmış olan Eflâki Dede'nin Menakib'l-Ârifin eserine dayanır. Ancak elinizdeki eser Hz. Mevlânâ'ya kırk yıl hizmet eden, onun en yakın müridlerinden Sipehsâlâr Feridun bin Ahmed Hazretleri'nin, Hz. Pîr'le ilgili hatıra ve düşüncelerini barındırmaktadır.
Sipehsâlâr'ın bu mütevazı eseri, tasavvufun en yüksek mertebelerini açıklamakta, Hz. Mevlânâ'nın türbesini, cübbesini değil, hakikatini tanıtmaya çalışmaktadır.
Aslı Farsça olan bu edebî eser, son dönem önemli Mevlevî simalarından Ahmed Avni (Konuk) tarafından tercüme edilmiş olup sadeleştirilerek sunulmuştur.
Hz. Mevlânâ hakkındaki kanaatlerimizin büyük bir kısmı Hazret'in vefatından yaklaşık seksen yıl sonra yazılmış olan Eflâki Dede'nin Menakib'l-Ârifin eserine dayanır. Ancak elinizdeki eser Hz. Mevlânâ'ya kırk yıl hizmet eden, onun en yakın müridlerinden Sipehsâlâr Feridun bin Ahmed Hazretleri'nin, Hz. Pîr'le ilgili hatıra ve düşüncelerini barındırmaktadır.
Sipehsâlâr'ın bu mütevazı eseri, tasavvufun en yüksek mertebelerini açıklamakta, Hz. Mevlânâ'nın türbesini, cübbesini değil, hakikatini tanıtmaya çalışmaktadır.
Aslı Farsça olan bu edebî eser, son dönem önemli Mevlevî simalarından Ahmed Avni (Konuk) tarafından tercüme edilmiş olup sadeleştirilerek sunulmuştur.